Mahkemece, “toplanan delillere göre, dava konusu senedin nakden kaydıyla düzenlendiği, hazırlık soruşturması sırasında dava dışı kişinin senedin davacıya verilen borç para karşılığında düzenlendiğini beyan ettiği, davacının senetteki ihdas nedeninin aksini ispatlayacak yazılı delil sunamadığı, taşınmaz satışıyla ilgili protokolde dava konusu senede ilişkin hüküm bulunmadığı, hazırlık soruşturmasının takipsizlikle sonuçlandığı, cezai müeyyide gerektiren fiil hakkında da yemin teklif edilemeyeceği” gerekçeleriyle “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davalının takibinde kötüniyetli olması gerekeceği-
TTK.’ nun 589. maddesinde öngörülen “imzaların istiklali” prensibi uyarınca davacı keşideci çekteki ciranta imzasının adı geçen cirantaya ait olmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Yine TTK.’ nun 599. maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda davalı hamil çekteki ciro silsilesini gözeterek çeki devraldığı ve dosya içeriğinden çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı ve anılan yasa maddesi uyarınca “keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği” gözetilmeden, mahkemece olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece “davacı G.P. şirketinin takip ve dava konusu çekin keşidecisi olup, adı geçen davacı şirketin keşideci imzasına herhangi bir itirazı bulunmadığından çek bedelinden sorumlu olduğu, çekin arka yüzündeki ciro imzasının davacı C.Y. şirket yetkilisi eli ürünü olmadığından bu davacının borçtan sorumlu tutulamayacağı” gerekçesiyle “davacı G.P. şirketinin davasının reddine, asıl alacağa %40 üzerinden hesaplanan... TL. icra inkâr tazminatının adı geçen davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı C.Y şirketinin davalıya borcu olmadığının tespitine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “davalının senetteki asıl borçlu imzalarının davacı tarafından atılmadığı, imzaların davacının kardeşi olan dava dışı kişi tarafından davacıdan alınan vekaletnameye istinaden atıldığı” savunmasının ileri sürüldüğü, imzaların davalı tarafça da kabul edilmesi sebebiyle imza incelemesine gerek olmadığı, “davalının savunmasında belirtilen vekaletnamede vekile kambiyo taahhüdünde bulunmaya yönelik özel yetki verilmediğinin belirlendiği, BK.’ nun 388/3. maddesi gereğince vekilin müvekkili adına kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için özel yetki verilmesi gerektiği, davaya ve icra takibine konu senetteki imzaların davacıya ait olmadığı” gerekçesiyle “davanın kısmen kabul edilmiş olması”nda yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
2918 sayılı Yasa uyarınca tescilli araçların her çeşit devirlerinin noterce yapılması zorunludur. Anılan yasaya göre aracın resmi satışı gerçekleşmemişse herkes aldığını, aldığı haliyle iade ile yükümlüdür. Yani satıcı, aldığı parayı iade edecek, alıcı ise aracı teslim aldığı haliyle hasarsız olarak malikine teslim edecektir. Davaya konu ve harici satış sözleşmesine özellikleri yazılı tır çekicisi ve dorsenenin davacıda olup olmadığı, davacıda ise birlikte ifa kuralı gereği iade edilmesi gerektiği hususu gözden kaçırılarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-