Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için orada bizzat oturması gerekmediği; başka evi veya evleri olmasında haciz edilen taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunmaya engel olmadığı- Borçlunun yurt dışında oturuyor olmasının, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmadığı-
Borçlunun yalnız yaşıyor oluşu, bakmakla yükümlü kimsenin bulunmayışı, daha mütevazi semtlerde m2' si daha küçük meskenlerin de haline münasip olacağı nazara alınarak bilirkişiden bu kıstaslara uygun rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hayat sigortasında iştirâ hakkı olduğunun anlaşılması karşısında, haczinin mümkün bulunduğu-
24.01.2012 karar tarihli takip konusu ilamda; İdarenin eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından sonra olduğu ve uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma davalarında, borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
İlk rapor ile ek rapor arasında çelişki bulunması halinde, iş mahkemesince, bilirkişi heyetinden "mahcuzun ve davacının haline münasip evin haciz tarihindeki değerlerini gösterecek ve çelişkiyi giderecek" şekilde ek rapor alarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Belediyelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu- Bilirkişice tespit edilen ve belediye hesabına alacak kaydı olarak giren paraların niteliğinin ve kaynağının araştırılarak haczedilmezlik şikayetinin değerlendirilmesi gerekeceği-
HMK’nun , icra ve iflas kanununda bir hüküm bulunmayan hallerde ancak İİK’nun da açıkça yollama yapılması (İİK. 50,68/a-IV vb.) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması halinde uygulanabileceği- Haczedilmezlik şikayetinin taraflar gelmeseler bile icra mahkemesince inceleme yapılıp, şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği (İİK. mad. 18/3)- HMK. mad. 324 de düzenlenen “delil ikamesi avansının”, HMK.’nun 114. maddesini (g) bendinde belirtilen” gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olduğu ve bir ‘dava şartı’ niteliğinde olmadığı-
İİK’nun 82/12 maddesinde geçen “aile” teriminin geniş anlamda kullanılmış olduğu, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsadığı- Haczedilmezlik şikayetinde , borçlunun haline münasip evinin kıymeti belirlenirken sadece taşınmazın arsa değeri ve meskeninin kıymetinin belirlenmesi gerekeceği- “Mahkemece “borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip daha küçük evi alabileceği değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına” karar verilmesi gerekeceği–
İdarece alınan teminatların haczedilemeyeceği ve üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediye'den borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması veya gösterilen malların alacağı karşılamaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin, yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekeceği-