Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği- Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 10 günlük ödeme süresi dolmadan haciz istenemeyeceği- Bu hususun icra müdürlüğünce kendiliğinden gözetilmesi gerektiği ve icra mahkemesinde süreye bağlı olmaksızın şikayet yolu ile ileri sürülebileceği-
Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği-
Hüküm altına alınan alacağın, müessir fiilden kaynaklı tazminatlar olması halinde İİK'nun 82/11. maddesine aykırı olarak vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için hükmedilen tüm (paralar) tazminatlar üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Teminatın hangi iş için verilmiş ise ancak onun için haczedilebileceği- Borçlunun İİK. mad. 72/3 uyarınca (yargılama sonucunda doğabilecek zararları karşılamak amacıyla) yatırdığı teminatın haczedilemeyeceği-
Borçlunun, kredi kartı sözleşmesinin devam ettiği süreçte bankaya verdiği tüm ödemelerin emekli maaşından yapılmasına ilişkin muvafakat ile maaşına bloke konulabileceği-
Borçlunun; damadı, kızı ve üç torununun bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamında bulunmadığı- Borçlunun tek başına yaşayacağından hareketle daha az oda sayısı bulunan meskenin ihtiyacını karşılayacağı ve borçlunun şehrin daha mütevazi semtlerinde oturabileceği nazara alınarak bilirkişiden açıklanan ilkeler doğrultusunda haline münasip evin değerinin belirlenmesi gerektiği-
Haciz, şikayete konu ödeme emirlerinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkin ise de; usulsüz tebligat şikayetleri nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmesi ile açıklık kazanacağı- Mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin dosyasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
İİK. mad. 82/12 gereğince, borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, buradaki "aile" teriminin, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsadığı- İcra Mahkemesi'nce borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya verilip kalanının icra dosyasında bırakılması gerektiği, bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerlerin, maddede öngörülen amaca aykırı olduğu, değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatlarının esas alınması gerektiği-