28.12.2012 tarihli takip konusu ilamda idarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilginin bulunmadığı, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü ile ilam tarihinin 11.06.2013 'ten öncesine ait olduğu nazara alınarak, borçlu belediye aleyhine haciz uygulanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Belediyeler adına açılan yapı denetim hesaplarının temel dayanağının 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun olduğunun ve bu paraların, yapı denetim hizmeti karşılığı, hizmet bedeli olarak anılan hesaba yatırıldığının ve belediye tarafından ise hizmeti veren yapı denetim kuruluşlarına ödendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, yapı denetim hesaplarındaki paraların, Belediyelere ait paralar olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 Sayılı Yasa’nın 15/son maddesi uyarınca haczinin mümkün olmadığı-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 s. Kanun'un geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda, haciz tarihindeki uygulamaya göre, borçlu İdare'nin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Meskeniyet şikayetinin, haczin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerekeceği–
Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı, bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın da belirlenmemesinin doğru olmadığı-
İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edeceği-
Mahkemece takip kesinleştikten sonra, borçlunun ölüm tarihinden önce haciz konulduğundan alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlunun meskeniyet şikayetinin, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenmesi gerektiği göz önüne alınarak incelenmesi gerektiği-
Bankanın yazısından, Belediyenin hesabına yatırılan paraların proje kapsamında gönderildiğinin anlaşıldığı, şikayete konu hesaplardaki paraların haczinin mümkün olmadığı-