Mahkemece borçlunun ekonomik ve sosyal durumu araştırılmadan, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın ve borçlunun haline münasip evin değeri bilirkişilerce tespit edilmeden evin, borçlunun haline münasip evi olduğu kabul edilerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Maden Kanunu'nun 40. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği-
Maden Kanunu'nun 40. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreden sonra olduğu anlaşıldığından, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İ.İ.K.nun 82/12. maddesi gereği meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabileceği-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin iptal edildiği ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6.maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğu, bu durumda, haciz tarihindeki uygulamaya göre, borçlu İdare'nin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Belediye başkanının makam aracının haczedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı- Bir aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için Belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmediği
Borçlunun hesabına 11.03.2013 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından sonrasına ilişkin olup, haciz tarihindeki uygulamaya göre, borçlu idarenin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Haczedilmezlik şikayeti olarak görülen davanın, üçüncü kişinin mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü “istihkak iddiasına” ilişkin olduğunun kabulü gerektiği- İstihkak davalarının nispi esas üzerinden harca tabi olduğu ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının ¼'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği, davaya eksik harçla bakılmasının doğru olmadığı-
Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi kapsamındaki mülkiyet hakkı sınırlamasının iradi tasarruflara ilişkin olması gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetini öğrenme tarihinin yazılı belgeyle ispatlanması gerektiği, haciz sırasında borçluların çalışanlarının hazır olmasının, haciz işleminin borçlularca, usulüne uygun şekilde öğrenilmiş olduğu anlamına gelmeyeceği-