İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendinin uygulanabilmesi için emek ağırlıklı sanat ve meslek faaliyetinde lüzumlu olan alet ve edevatın haczinin söz konusu olması gerekirken sermayenin önem kazandığı teşebbüs niteliğindeki lokantacılık faaliyetine ait menkul malların haczedilebileceği-
Şikayetçi vekili tarafından ileri sürülen fesih sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, fesih nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; şikayetçinin meskeniyet şikayeti hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, borçlunun ailesiyle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmesinin ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirtilen mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılmasının, kalanının alacaklıya ödenmesinin gerekeceği- Mahkemece haczedilmezlik şikayetinin kısmen kabulüne karar verilmesi halinde, reddedilen kısım yönünden de alacaklı vekili yararına vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği- Taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhinin, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Şikayetçi borçluya 103 örnek haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği, şikayetçinin kıymet takdirinin tebliği üzerine süresinde müracaatta bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, borçlunun, icra dosyasında haczi öğrendiğini gösteren bir işlem yapmadığı halde, bu yönde bir beyanını da içermeyen icra dosyasına sunduğu dilekçesi ile hacizden haberdar olduğu kabul edilerek şikayetin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
Meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaz üzerine yeni bir haciz konmakla bu hacze borçlunun vakıf olma tarihi nazara alındığında artık bu yeni hacze karşı meskeniyet şikayetine ilişkin sürenin yeniden değerlendirilmesinin gerekeceği-
İdare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulünün gerektiği, bu durumda, haciz tarihi olan 11.03.2013 tarihine göre, borçlu İdare'nin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, borçlunun aynı çatı altında yaşayanlarla birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip evin değerinin aynı çevredeki evlerin değerlerinin esas alınarak tespit edilmesi yerinde olmadığı gibi ayrıca bu değerin tespitinde emlakçı komisyonu, taşınmaz alım satım masrafları gibi değerlerin esas alınmasının da doğru olmadığı, zira bir evin temininde emlakçı komisyonu zorunlu bir masraf olmayıp, taşınmaz alım satım masraflarının da her yıl değişmekte, yıldan yıla farklılık gösterebildiği-
Hazineden köylere hizmet götürme birliklerine yapılacak yardımların haczedilemeyeceği, bu durumda, icra mahkemesince şikayete konu banka hesabının dökümleri getirtilerek, paranın Hazine'den bu mahiyette yapılmış yardımlar olup olmadığı yönünde gerektiğinde bilirkişiden de rapor alınarak, hesaptaki paraların kaynağı ve niteliği tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yargıtayın ilgili dairesinin temyiz edilen kararı bozması halinde, davayı, kararı vermiş olan mahkemeye veya uygun göreceği diğer bir mahkemeye göndereceği, o mahkemenin, temyiz edenden 434'üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar vereceği-