İİK'nun 82/12.maddesi gereğince borçlunun "haline münasip" evi haczedilemeyeceği; ancak taşınmazın değerinin dikkate alınması, ve borçlunun birlikte oturduğu aile bireylerinin sayısı, ekonomik sosyal durumu gözetilerek, ilçenin daha mütevazi semtinde ve daha küçük bir evde oturmasının da mümkün olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
İİK'nun 82/12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belirlendikten sonra, aynı maddede ancak, evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılması gerekeceği-
(6352 s. K. mad. 16 ile değiştirilen) İİK. mad. 82/son uyarınca icra memurunun haczi talep edilen malın sadece haczinin kabil olup olmadığını değerlendirebileceği; icra müdürünün “haczi istenen taşınırın üçüncü kişiye ait olduğu” gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisinin olmadığı, böyle bir durumda, üçüncü kişinin “istihkak iddiası”nın tutanağa geçirilip İİK. mad. 97-99 uyarınca istihkak prosedürünün işletilmesi gerekeceği-
İcra Mahkemesi'nce, borçlunun, sözü edilenlerle birlikte barınması için, zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılması, kalanının alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Esnaf kredisinden kaynaklanan zorunlu ipotek niteliğindeki ipoteğin borçlunun meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların, icra takibine konu edilmesi halinde, elatma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın 5999 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği-
İİK. mad. 82/1-4’de geçen aile tabirinden, borçlunun kanunen geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselerin, borçlu ile birlikte oturmamasına karşılık borçlunun kendilerine nafaka yükümlülüğü bulunan kişilerin anlaşılmasının gerekeceği- Borçlunun İİK. mad. 82/1-4’den yararlanabilmesi için asıl işinin çiftçilik olması gerektiği, asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmayacağı- Şikayetinin çiftçi olması halinde borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmesi ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği-
Haciz konulan taşınmazın değerinin, bozma kapsamı dışında bırakılması halinde; bu hususun kesinleşmiş ve mahcuzun değeri bakımından borçlu yararına usuli kazanılmış hak meydana gelmiş olacağı ve bu durumda, mahkemece, şikayete konu taşınmazın değeri yönünden borçlu taraf lehine oluşmuş usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak biçimde mahcuz taşınmazın değeri konusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve tespit edilen bu yeni değerin esas alınması suretiyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmayacağı-
İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemeyeceği-
Haczedilmezlik şikayetine konu edilenin banka hesabı olması durumunda ise hesaptaki paraların niteliğinin belirlenmesinin gerekeceği, tamamının haczi kabil olmayan paralardan oluşması halinde haczinin kabil olmayacağı, ancak hesapta haczi kabil paraların da bulunması, bir diğer ifade ile haczi mümkün olmayan paralarla haczi kabil paraların aynı hesaba yatırılarak karıştırılması durumunda, havuz hesabının söz konusu olacağı, hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan olmadığı, bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmasının gerekeceği, borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı-