Bir aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için Belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmeyeceği, zira belediyelerin görevleri 5393 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde açıklanmış olup, bu görevlerin yerine getirilebilmesi için Belediye başkanının makam aracının bulunmasının zorunlu olmadığı-
Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15.maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerektiği-
Haciz ve dava tarihinde şikayetçi üçüncü kişi şirket adına kayıtlı olan araçların borçlunun borcundan dolayı haczedilmesi mümkün olmadığından, mahkemece şikayetin kabulü ile araçlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda, haczedilen taşınmazın kıymetinin, borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli olan bedelden daha düşük olduğunun tespit edilmesi halinde borçlunun haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu taşınmazın 140 m2 kullanım alanına sahip, 1 salon, 3 oda, tuvalet, balkon, banyo ve mutfaktan oluştuğu anlaşıldığından ve borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu makul ölçüleri geçen meskende ikamet etmesi zorunlu olmayıp, sosyal ve ekonomik durumuna uygun daha mütevazi bir meskeni alabileceği değerin belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları; bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri ve sosyo-ekonomik durumlarının tespitine yönelik zabıta araştırması sonucu da nazara alınmak suretiyle konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılarak İİK. mad. 82/I-12/3 göz önüne alınarak borçlunun haline uygun alabileceği mesken değerinin ve hacze konu taşınmazın değerinin net olarak belirlenmesi gerekeceği-
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği, maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliğinin ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesinin gerekeceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düştüğü, bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlamasının gerekeceği, aksi halde şikayetin reddinin gerekeceği-
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği ancak haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceğinden, mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, konulma nedeni sorularak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil edip etmeyeceğinin belirlenmesi, engel teşkil etmeyeceğinin anlaşılması halinde ise, bilirkişilerce tespit edilen borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, karar verilmesi gerekeceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlunun, bulunduğu mahalde alabileceği haline münasip evin değeri tespit edilmediği gibi, meskeniyet şikayetine konu evin değeri tespit edilirken 3 katlı binanın toplam değerinin 1/2'sinin nazara alınması gerektiği halde yalnızca davacının kullandığı 2. katın değerinin nazara alındığı görülmekte olup raporun bu haliyle meskeniyet şikayetine dair hüküm kurmaya elverişli olmadığı-