Taraflara «bilirkişi seçme konusunda anlaşıp anlaşamadıkları» sorulmadan, bilirkişinin mahkemece re’sen seçilemeyeceği–
İcra memurunun, kendi işlemini hedef tutan şikâyet hakkında karar verme yetkisine sahip olmadığı–
Şikâyet bir «dava» olmadığından, şikâyet dilekçesinde ilgililerin yanlış gösterilmesinin, şikâyetin «husumet yönünden» reddini gerektirmeyeceği–
Bilirkişi raporuna -HUMK. 283 (şimdi; HMK. 281)gereğince- bir hafta (şimdi; iki hafta) içinde taraflarca itiraz edilmemiş olmasının, bilirkişi raporunun kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağı–
Şikayete konu işlemin, münhasıran icra müdürlüğünün hatasından kaynaklanmış olması halinde, karşı tarafın (alacaklının/borçlunun) yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulamayacağı–
İcra mahkemesinin (tetkik merciinin), bilirkişi incelemesi yaptırmadan da «inkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu» kanısına vararak «itirazın kabulüne» karar verebileceği, fakat «imzanın borçluya ait olmadığı» kanısına ancak bilirkişi incelemesi yaptırarak varabileceği–
İcra mahkemesince (tetkik merciince) gönderilecek duruşma davetiyelerine, «dayandıkları kanıtları duruşma günü getirmeleri, duruşmaya gelmemeleri halinde yokluklarında karar verileceği» ihtarının yazılması gerektiği-
İtirazın kaldırılması duruşmasında, tarafların yemin teklif etme ve şahit dinletme yetkilerinin bulunmadığı–
Yasada açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığının isabetle takdiri gerektiği–
Şikâyetin, bir dilekçe ile veya sözlü beyanla icra mahkemesine (tetkik merciine) yapılabileceği–