İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağı, ipotekli takiplerde limitin aşıldığı yönündeki şikayetlerin süreye tabi olmadığı-
Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ilamın, ipotek bedelinin yükseltilmesine ilişkin uyarlama (tespit) ilamı olup, belli bir miktarın tahsiline dair eda hükmünü içermediğinin görüldüğü, o halde, mahkemece, takibin asıl alacak ve bunun işlemiş faizi yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin tümden reddinin isabetsiz olduğu-
İpoteğin limit ipoteği olmasının ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği, bu durumun sadece krediyi kullanan tarafa İcra Mahkemesine şikayet hakkı vereceği-
Mahkemece takibin henüz sonlanmadığı ve takip dayanağı ipotek resmi senedinde, "taşınmazın 40.000.00 TL bedelle bila faiz ve fekki bildirilinceye kadar süreyle ipotek tesis edildiği" nazara alınarak, takipten öncesi için ihtarla borçluya verilen sürenin dolmasıyla temerrüdün oluştuğu (borcun istenebilir hale geldiği) ve bu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesine göre yasal faiz istenebileceği, yine aynı şekilde takip tarihinden sonrası için de, değişen oranlarda yasal faizin talep edilebileceği dikkate alınarak, borçlunun faize yönelik itirazının esasının incelenmesi gerekeceği-
Karz ipoteğinin tapu sicilinin rehinler hanesinde yazılı olan alacak miktarını, takip giderlerini yasal sınırlamalara uyularak geçen günlerin faizlerini teminat altına aldığını, talep konusu ipotek akit tablosu içeriği incelendiğinde, ipoteğin alınan borca karşılık olarak 10.10.1989 tarihinde ödenmek üzere bilâ faizsiz tesis edildiği anlaşılan uyuşmazlıkta, alacaklının ipoteğin fekki için ana paranın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğini, borçlunun bu şekilde hesap edilen borcu depo ederek, MK. mad. 883. ve İİK. mad 153 gereğince, ipoteğin terkini için icra dairesine doğrudan başvurabileceğini, bu durumda, mahkemece akit tablosunda yer alan 10.10.1989 tarihine kadar ki sürenin faiz ödenmeden geçecek zamanı ifade ettiğini, bu dönemin geçmesinden sonra, talep tarihine kadar ana para ve hesaplanacak (yasal faizinin) eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceğini, 10.10.1989 tarihinden icra müdürlüğüne başvuru tarihine kadarki süre için yasal faizin hesaplattırılıp, dosyaya depo ettirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu, mahkemece alacaklıya TMK.nun 887, Medeni Kanun'un 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı ipoteğin, kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup HGK.nun 27.03.1971 tarih 1969/ İc.-İf. Esas, 542 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ilam niteliğinde olduğu, bu takibe ilişkin itiraz ve şikayetler hakkında ilamlı takibe ilişkin hükümlerin uygulanacağı, takipte istenen faizin oranının fahiş olduğuna ilişkin borçlu şikayetinin, ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-102 sayılı kararında da belirtildiği üzere süreye tabi olmadığı-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu ipotekli takipte sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere takip edilebileceği, limit aşımına ilişkin şikayetin süreye tabi olmadığı, kaldı ki, olayımızda borçlunun icra emri tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesinden limiti aşan kısmın iptalini istediği, ayrıca, hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmemesinin, limit aşımına yönelik şikayetin dinlenilmesine engel olmadığı-
Mahkemece, asıl alacağı ödemede temerrüde düşen borçlunun, kısmi ödemelerinin öncelikle faizden düşüleceği dikkate alınarak, bilirkişiden borçlunun 25.10.2010'da 3.750 TL, 27.10.2010'da 1.800 TL, 25.11.2010'daki 450 TL'lik ödemelerini de kapsar şekilde ek rapor hazırlanmasının istenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-