İlamda reeskont oranına hükmedilmesi veya sözleşmede açıkça kabul edilmesinin, T.C. Merkez Bankası'nca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont oranı üzerinden faiz hesaplanabilmesine engel teşkil etmeyeceği-
Menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında hükmedilen vekalet ücretinin talep edilmesinin mümkün olmadığı-
İlamda açıkça net alacağa hükmedilmemiş ise, hükmedilen alacağın brüt kabul edileceği; alacaklının ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği-
İcra takibine konu edilen ilam asliye hukuk mahkemesince verilmiş olduğundan icra takibinden önce idareye başvuru zorunluluğunun bulunmadığı-
Mahkemenin belirlediği bankaların faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu ile sonuca gidilemeyeceği-
Mahkemece takip tarihi itibariyle kesinleşmemiş boşanma ilamı ekindeki feri alacakların tahsilinin mümkün olamayacağı, takibin açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği nazara alınarak, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; bir yılın 365 yerine 360 gün olarak kabul edildiği, ilamda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağına ödeme tarihi yerine, takip tarihine kadar faiz hesaplandığı ve ilamın kesinleşme tarihinin 21.11.2002 yerine, 20.11.2002 olarak kabul edildiğinden; mahkemece bu eksikliklerin giderilmesi için bilirkişiden yeniden rapor alınarak sonuca gidilmesinin gerekeceği-
Her davanın (takibin), açıldığı tarihteki (takip tarihindeki) koşullara göre çözümleneceği-
Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği- İcra emrinde 4.017,00 TL vekalet ücretine takip tarihinden sonra istenen işleyecek faiz oranına ve niteliğine itiraz edildiği, ihtilaflı kısmın ulaşacağı miktarın belirli olmadığı anlaşıldığından, kararın İİK'nun 363. maddesi kapsamında kesin nitelikte olduğunun kabul edilemeyeceği-