İcra kefilinin sorumluluğunun, kesinleşen takipteki asıl alacak ve eklentilerinin miktarı (limiti) ile sınırlı olduğu–
Asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden,icra kefili hakkında takibi yürütür şekilde işlem yapılamayacağı–
«Takip kesinleşmeden icra kefili hakkında haciz işlemi yapılamayacağı»na ilişkin şikâyetin asıl takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi (tetkik mercii) tarafından inceleneceği–
4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkındaki Kanun gereğince, koruma ve ihtiyar meclislerinin «kesinleşmiş tazmin (ödetme) kararları»nın 4081 s. K. m. 10, 26 uyarınca- «ilâm» hükmünde olduğu, buna karşın aynı meclislerin, «koruma tarifeleri gereğince koruma bedelleri hakkında verdikleri tahsil kararları» ile «para cezaları»nın -4081 s. K. m. 15 uyarınca- 6183 sayılı yasa hükümlerine göre yerine getirilebileceği–
İcra memurunun, alacaklının (vekilinin) isteği üzerine, icra kefiline «icra emri» göndermek zorunda olduğu–
Ziraat Odalarının -Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu’nun 20. maddesine öngörülen alacakları ile ilgili- kararlarının «ilâm niteliğinde» olduğu –
Kesinleşen proje ve kat malikleri kurulu kararlarının «ilâm niteliğinde» olmadığı–
İcra kefaletinin düzenlendiği haciz tutanağında borç miktarının yazılı olmamasının, icra kefaletini geçersiz hale getirmeyeceği–
Yabancı memlekette, o ülkenin yasalarına göre yetkili kılınmış noter tarafından düzenlenen ve oradaki Türk Konsolosluğunca onaylanmış bulunan senetlerin, «ilâm hükmünde» olacağı–