«Kredi mukavelesi»nin «ilam hükmünde» olmadığı–
İcrai kefile «icra emri» gönderilmeden, kefil hakkında haciz işlemine başvurulamayacağı–
Yabancı memlekette, o ülkenin yasalarına göre yetkili kılınmış noter tarafından düzenlenen ve oradaki Türk Konsolosluğunca onaylanmış bulunan senetlerin, «ilâm hükmünde» olacağı–
Borçlunun ağır ceza mahkemesindeki ikrarının, İİK. 38 uyarınca «ilâm niteliğinde» sayılacağı–
5917 (3091) sayılı kanuna göre yapılan masraflar için, borçluya icra emri gönderilebileceği–
Hakem-bilirkişi raporlarının HUMK. 516 vd.’da (şimdi; HMK. 412 vd.'da) öngörülen «hakem kararı» niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle de ne «ilam» ve ne de «ilam niteliğinde» sayılmayacağı, ilamla takibe konu yapılamayacağı–
Üçüncü kişinin "kefil" sıfatıyla borcu üstlenmiş olması halinde bu kefaletin ilam niteliğinde olacağı (ve üçüncü kişiye icra emri gönderilmesi gerekeceği), "yediemin" sıfatıyla hacizli malları teslim almış olması halinde ise, sorumluluğun İİK. 358'e
İİK. 264'e göre, ihtiyati haczin kaldırılmasının, ihtiyati haciz sırasındaki kefaleti etkilemeyeceği–
Takip konusu belgenin «ilâm niteliğinde» bulunmadığının saptanması halinde, İcra mahkemesince «borçlunun itirazının reddine» değil, «borçlunun itirazının kabulüne» karar verilmesi gerekeceği–
Kesinleşmiş dispeç raporunun tasdiki hakkındaki kararın kesinleştikten sonra «ilâm niteliğinde» sayılacağı–