Uyuşmazlığın temelinde 3. kişinin haksız fiili bulunmakta ise de, davalının sorumluluğunun sigorta hukukundan (sigortacılık yasasından) kaynaklandığı, bu durumda, Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle, dava mutlak ticari dava olup, asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde olduğundan, dava ve karar tarihinde Şanlıurfa'da ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmadığından davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Eldeki dosyada; davacı vekili tarafından .............. tarihinde dosyaya sunulan ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğe çıkartılmadığının, ............ tarihli celsede davalı vekiline elden tebliğ edildiğinin, davalı vekilince ıslah dilekçesine beyanda bulunmak üzere süre istenilmesine rağmen Mahkemece davalı vekilinin bu talebi dikkate alınmaksızın duruşma sonlandırılarak karar verildiğinin görüldüğü, bu durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa ıslah dilekçesinin tebliği üzerine beyanda bulunması için iki haftalık süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davalılar arasında Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı da bulunduğu, zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklı davalar ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunduğu-
Trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemli somut olayda, uyuşmazlık konusunun zorunlu mali sorumluluk sigortası olması ve bu hususun TTK'nun sair hükümleri içerisinde yer alması ile TTK mad. 4 ve 5. hükümlerinden hareketle, uyuşmazlık konusunun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görev alanına girdiği-
Davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğundan, TTK mad. 4/1-a ve 5/1 gereği dava ticari dava olmakla asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya kanunda sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin davada, davalıların tacir olmadıkları buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, TTK. mad. 4/1 uyarınca TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği-
Mutlak ticari davaların TTK. 4/1 maddesinde bentler halinde belirlenmiş olduğu- Nisbi ticari davaların, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan ticari nitelikteki davalar olduğu- Üçüncü grup ticari davaların ise yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar olduğu- Bir hukuki işlemin veya fiilin Ticaret Kanunu kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir işlem veya fiil olmasının gerekli olduğu- Zorunlu sigortalılıktan dolayı sigorta şirketlerine karşı açılan davaların ticari dava olduğu-
D. İş Kanunu’na tabi ‘gemiadamı’ olarak hizmet (iş) sözleşmesi ile çalışan ve bu sözleşme uyarınca ödenmesi gereken işçi alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözüm yerinin İş Mahkemesi olduğu, mahkemece işin esasına girilmesi gerektiği, hatalı değerlendirme ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararında direnilmesinin yerinde olmadığı-
Davacılar alacağın temliki sözleşmesine dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı. A.Ş. aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itirazın iptali davası açmış olup davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki A.Ş. bu davada taraf olmadığından ve eldeki dava mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları, davanın  her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığı görüldüğünden, davaya "asliye ticaret mahkemesinin" değil, "asliye hukuk mahkemesinin" bakması gerektiği- "Alacağın temliki sözleşmesinin temelindeki ilişkinin davacılar ile Tasfiye Halindeki A.Ş. arasındaki kar - zarar katılım hesabından kaynaklandığı, TTK. mad. 4/1-f gereğince ticari davanın söz konusu olduğu ve ticaret mahkemesinin görevli olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca yerinde görülmediği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici olan taraf ile yapılan adi ortaklıktan kaynaklı yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerden adi ortaklık uyarınca kendisine düşecek bağımsız bölümlerin tapu iptali ve tescil talebine ilişkin davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği, tüketici mahkemesinin görevli olmadığı-
Ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı, mutlak ticari davaların, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayıldığı, nispi ticari davaların ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar olduğu-