Kooperatiflerin genel kurul kararları uyarınca verilen yetkiye istinaden siteye ait ortak alanların işgal edilmesi halinde, kooperatif yönetimi tarafından düzenlenen ceza makbuzlarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ortak alanı işgal eden kişinin kooperatif ortağı olmayıp, kiracı olması halinde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu (Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik Karar)-
Somut olayda davacı, davalı ile taşınmazına doğal gaz tesisatı, mutfak dolabı, laminant parke vb. işleri yapmak konusunda anlaştıklarını, söz verdiği şekilde teslim etmediğini, yapılan tespitte 1.968,56-TL zararı olduğu anlaşıldığı, bu bedelin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmakta olup; uyuşmazlık, TTK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olduğu, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı- Bu durumda, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ile uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi tarafından çözülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasının zorunlu olduğu- Her ne kadar davalı taraf ticari şirket olsa da; davacının tacir olmağı ve ticari işletmesi ile ilgili olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın TTK kapsamında kalmadığıdan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Somut uyuşmazlıkta taraflar tüzel kişi tacir olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari satımdan kaynaklandığı anlaşıldığından, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu- 
Sigorta sözleşmeleri TTK’da düzenlenmiş olup mutlak ticari dava söz konusu olduğundan, dava tarihi itibari ile yürürlükte olmayan kanun maddesinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı, davanın mutlak ticari dava olması gözetildiğinde somut olayda davanın görülmesinde ticaret mahkemelerinin görevli olduğu-
Ecrimisil isteği-Bir mahkemenin verdiği görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise, bu görevsizlik kararının, dosyanın gönderildiği mahkemeyi bağlamayacağı- Ecrimisil isteğine ilişkin davanın, genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişkinin; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi olduğu, bu nedenle; asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesinin görevli sayılamayacağı, göreve ilişkin düzenlemelerin, kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce resen dikkate alınması gerektiği, bu kuralın tek istisnasının; yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmayacağı olduğu, bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde, bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerektiği- Sonuç olarak; olayda, her iki tarafın da tacir ve davanın her iki tarafının ticari işletmesiyle ilgili olduğu, TTK'nın 4/1. maddesine göre; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları nispi ticari dava sayılacağından, davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi değil, asliye ticaret mahkemesi olduğu-
İşçinin, kendisinden işveren tarafından iş ilişkisinin başlangıcında teminat olarak alınan bono ile ilgili olarak borçlu bulunmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatını talep ettiği davanın, her ne kadar bono bir kıymetli evrak olarak TTK'da düzenlenmiş ve Ticaret Mahkemesini ilgilendiriyor ise de, işçi işveren arasındaki ilişkilerde ispat kurallarının daha geniş kapsamlı olduğu ve işçinin senedin geçersizliği yönündeki iddiasını her türlü delille ispatlayabileceği düşünülerek İş Mahkemelerinin görevinde olduğunun kabulü gerektiği-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
Hamili tüketici olan bireysel kredi kartı dolayısıyla, talep edilen alacak nedeniyle açılan davalar, "ticari dava" olarak kabul edilmeyeceğinden, bu davalarda arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve bir dava şartı olmadığı-
Davalı kooperatif tacir niteliği taşımadığından, nispi ticari dava da niteliğinde de olmayan taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-