Davanın açıldığı 10.02.2014 tarihi itibari ile 6502 sayılı Kanun, henüz yürürlüğe girmediğinden, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli kılındığı, somut olayda ise; dava tarihi itibariyle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri yürürlükte olmadığı, bu durumda, taraflar arasında sigorta sözleşmesinin varlığı, sigorta sözleşmeleri de TTK’da düzenlenmiş olup mutlak ticari dava söz konusu olması ile davacı murisinin dava dışı Banka’dan tüketici kredisi kullanmasının bu davanın konusu olmaması birlikte dikkate alındığında, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Güvence Hesabının ödediği tazminatı sorumlu davalı gerçek kişiye rücu etmek için açtığı davanın haksız fiilden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden, davalılar arasında Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısından kaynaklanan uyuşmazlığı incelemeye Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu-
'Sigorta hukuku' TTK.nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden, TTK mad. 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari dava olmakla asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Davacı banka ile davalı arasında akdedilen 'Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi' kapsamında kullandırılan kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin 'Tüketici Mahkemeleri'ne ait olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tüketici işlemi niteliğindeki özel hukuk uyuşmazlıklarının aynı zamanda ticari dava niteliğinde olması işlemin tüketici işlemi niteliğini ve buna bağlanan sonuçları ortadan kaldırmayacağı, tüketicinin taraf olduğu 'Bankacılık sözleşmeleri'nden doğan davaların tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmekle birlikte TTK'nin 4/f maddesi gereğince ticari dava sayıldığından 6325 sayılı HUAK mad. 18/A-2 gereğince söz konusu davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu-
Tüketicinin taraf olduğu banka kredilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda zayıf tarafı koruma amacıyla ihtisas mahkemesi niteliğindeki tüketici mahkemesinde görülmesi davanın ticari olma niteliğini değiştirmeyeceği, bunun temel nedeninin ise, TTK mad. 4/1-g uyarınca davanın ticari olması tarafların sıfatına değil, davanın dayanağı olan yasal düzenlemenin niteliğine yani bankacılık işlemlerine göre belirlenmesinden kaynaklandığı, bu durumda dava tüketici mahkemesinde görülse de, bu tür davaların ticari dava niteliği bulunduğu ve zorunlu arabuluculuğa başvuru zorunluğu bulunduğu-
Tarafların TTK'nunda düzenlenen ticari şirketlerden olduğu, davacı şirketin hesabından davalı şirket hesabına yapılan ödemenin sehven yapıldığından bahisle  başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için, süresinde eldeki davanın açıldığı; başka bir anlatımla her iki tarafın tacir olduğu, bu davanın TTK mad. 4/1 hükmüne göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğundan nisbi ticari dava niteliği taşıdığı tartışmasız olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, nitekim arabulucuya başvurmadan davanın açıldığı anlaşıldığına göre; ilk derece mahkemesince davanın TTK mad. 5/A ve 6102 Sayılı HMK mad. 114/2 ve 115 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-