Trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacılar yararına hükmedilen maddi tazminatın tamamının davalılar işleten, sürücü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından (davalı sigorta şirketleri poliçe limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerektiği, sürücünün alkollü olmasının tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmeyeceği ve bu durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükünün TTK. mad. 1409 gereğince sigortacıya düştüğü-
Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 1.890,00 TL olup davacılar için ayrı ayrı hükmedilen manevi tazminat miktarları bu rakamdan az olduğundan kararın temyize tabi olmadığı-
Davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulmadığından davalı sigorta şirketinin ilk kez dava tarihinde olaydan haberdar olduğu ve temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiği- Araç sürücüsünün ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olmasının destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuracağı; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, <<desteklerinin kusuru olmasının>> davacıların hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceği ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesinin olanaklı olduğu-
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Hükmedilen tazminat oranları 1.820 TL 'nin altında olduğundan ve HMK'nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 427.maddesinin yürürlüğünden sonra verildiğinden, hükmün kesin nitelikte olduğu-
Ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasının aranmayıp, cezayı gerektiren fiilin varlığının yeterli olduğu- Bir kişinin ölümü ve iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sözkonusu trafik kazasının cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu ve davacı desteğinin vefat etmiş olmasının sonuca etkili olmadığı-
Davalı sigorta şirketinin, trafik sigortasını yaptığı aracın sebebiyet verdiği zarar bakımından sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu ancak Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının A.3-b maddesi uyarınca, işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğu-
KTK. mad. 109/2 'deki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurduğundan ve bir kişinin ölümü ve iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğundan 5237 sayılı TCK. mad. 66/1-d 'de öngörülen zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze gideri istemine ilişkin davada, desteğinin kazadan önce tüm yıl boyunca mı yoksa sadece inşaat sezonunda mı duvar ustası olarak çalıştığı ve inşaat sezonunda çalışıyor ise bölgede inşaat sezonunun ne kadar sürdüğü, hangi aylar arasında devam ettiği araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususta ek rapor alınmadan ve araştırma yapılamadan karar verilmesinin hatalı olduğu- Davalının, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmin ile sorumlu olduğu, davacının kendi milli değerlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu olmadığı-Taziye teşekkür giderleri, yemek giderleri, mevlit gideri v.s gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerine yönelik istemin reddi gerektiği-
Araç yaya murise çarpmış ve ölümüne neden olmuş olup davalı sigorta şirketi, yaya murise çarpan aracın ZMMS 'si olduğundan ölen yayanın mirasçıları olan davacıların açtıkları iş bu davada kusur incelemesi yapılıp davacıların murisi yayanın kusuru belirlendikten sonra yayanın kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiği-