Haciz tutanaklarının ilkinde borçlunun ev adresinde başkası oturduğu için haciz yapılmadığı, ikincisinde ise menkul haczi yapıldığı ve bunların satıldığı, dosya kapak hesabından borçlunun bakiye borcunun tespit edildiği, adına kayıtlı taşınmaz hissesinin ise borcu karşılamaktan uzak olduğu ve dolayısıyla ikinci haciz tutanağının İİK. mad. 105 kapsamında "geçici aciz belgesi" niteliğinde olduğu; diğer dava koşulları yönünden dosyanın incelenerek, dava konusu tasarrufun iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, iptale tabi olduğu belirlendiği takdirde dava konusu taşınmaz dava açıldıktan sonra dava dışı 4. kişiye satıldığından İİK. mad. 283/2 hükmü de gözöne alınarak mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerekeceği-
TBK'nun 19 ve devamı maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasında icra takibi yapma ve aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmadığı- Muvazaaya dayalı iptal davasında davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek, İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece, davanın BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek öncelikle davacının işçilik alacağının kesinleşip kesinleşmediği veya takibe konulup konulmadığı tesbit edilerek, alacağın varlığının tesbiti halinde ise muvazaa koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-
Borçlu hakkındaki vergi borcunun kesinleşmiş ve ödenmemiş olduğu, İdare tarafından düzenlenen "borun bulunmadığı"na dair yazının borçlunun trafik cezalarına ilişkin olup eldeki davanın Gelir stopaj, damga, KDV borçlarına ilişkin olduğu ve davalıların kardeş olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 28/I-1 ve 30.maddelerine göre iptale tabi bulunduğu- Tasarrufun iptali davalarında harcın takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanacağı- 6183 s. Kanuna dayalı olarak açılan tasarrufun iptlai davasında maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği- Takip konusu alacağa ödeme tarihine kadar gecikme cezası uygulanacağından, dava konusu tasarrufun alacak ve ferileriyle sınırlandırılmasının doğru olmadığı-
Borçlunun yakını olan davalının borçlu davalının mali durumu ile ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu- 6. kişi konumundaki davalıların kötü niyetlerinin kanıtlanamaması durumunda davanın bu davalılar yönünde reddi gerektiği- Mahkemece davalının tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesi halinde, hüküm fıkrasının infazda tereddüt uyandıracak şekilde kurulmasının hatalı olacağı, mahkemece “alacaklı davacının .. takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri olan ... TL. tazminatın davalıdan alınarak davacı alacaklıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulması gerektiği-
11. HD. 16.02.2016 T. E: 2015/3914, K: 1543-
TBK. mad. 19 gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin davada, borçlu ile davalı eşi arasındaki satış işleminin bedelsiz ve mal kaçırma amacıyla yapıldığı anlaşıldığından ve diğer tasarruf yönünden ise satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamamış olduğundan, tasarrufların iptali gerektiği-
İşçilik alacağına dayanan davacı alacaklının borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, kati aciz belgesi bulunduğu, borçlu şirketin iki ortağından birinin borçlu şirketteki hisselerini takip konusu alacaktan sonra devrederek, davalı 3.kişi şirkette ortak olduğu, borçlu şirketin üç adet bilet satış noktası ve yazıhanesinin davalı 3.kişi şirket tarafından kullanıldığı anlaşıldığından, davalılar arasındaki işlemlerin örtülü işyeri devri mahiyetinde olup İİK. mad. 280/3 gereğince iptale tabi olduğu- İİK. mad. 283/1 uyarınca, Kati aciz belgesi ile belirlenen meblağ ile sınırlı olarak davalı 3.kişinin malvarlığı üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-
İptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği; teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunacağı (İİK mad. 281/II)- Davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken mahkemece "davalıların teyze yeğen olmaması" nedeniyle davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bozma ilamı doğrultusunda," davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu, dava konusu tasarrufların, İİK. mad. 280/1-2 gereğince iptale tabi olduğu" gerekçesiyle "davanın kabulüne, dava konusu tasarrufların iptaline, davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak araç üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına, dava konusu dava dışı 4.kişiye satılan araç yönünden, değeri olan tutarın alacak ve fer'ilerle sınırlı olarak davalıdan tahsiline" karar verilmesinin isabetli olduğu-