Değer artış payı ve artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye anındaki sürüm (rayiç) değerlerinin esas alınacağı; tasfiye anı karar tarihi olarak kabul edildiğinden ve dava konusu taşınmazın önceki değeri karar tarihi itibarı ile güncelliğini yitirmiş olduğundan, tasfiyeye konu taşınmazların yeniden sürüm (piyasa) değerlerinin belirlenmesi ve karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece, evlilik birliği içerisinde edinilen dava konusu meskenin edinilmiş mal niteliğinde olduğu; katılma alacağı hesabında bu malın mal rejiminin sona erdiği tarihte (boşanma dava tarihinde) mevcut bir malvarlığı gibi değerlendirilmek suretiyle eski tarihli keşif değerinin esas alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporuna istinaden hüküm tesisinin hatalı bulunduğu; taşınmazın boşanma dava tarihinden kısa süre önce satılmış olması nedeniyle TMK'nun 229/2. maddesi gereği diğer eşin katılma alacağını azaltmak maksadıyla yapılmış devir olduğunun kabulü ile edinilmiş mallara eklenecek değer olduğu; bu durumda TMK'nun 235/2. madde uyarınca taşınmazın devir tarihindeki değerinin tespit edilerek davacı lehine katılma alacağının tespiti ile belirtilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse keşif yapılması, konusunun uzman bilirkişi veya bilirkişilerden rapor alınması ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
TMK. mad. 222/3. uyarınca, taşınmazlardaki payların edinme tarihi itibariyle "edinilmiş mal karinesi"nin aksini, bu payların miras yoluyla intikal eden kişisel malı olduğunu ispat yükü davalıda olup; davalının tüm dosya kapsamı, taşınmaza ilişkin tapu kayıtları ve alınan tanık beyanları ile bu karinenin aksini kanıtlayamadığı; aksi ispat edilemediğinden bu üç taşınmazdaki payların davalının edinilmiş malı niteliğinde olduğu; her ne kadar taşınmazlardaki davalıya ait paylar mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle mevcut değil ise de; boşanma dava tarihinden yaklaşık iki ay önce davalının bu payları devrettiğinin tapu kayıtlarından anlaşıldığı; payların zorunlu bir ihtiyaçtan dolayı devredildiği de ispat edilemediğinden TMK. mad. 229/2 gereği bu taşınmazlar yönünden diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan bir devir olduğunun kabul edilmesi gerekeceği; payların TMK 235/2.maddesi uyarınca devir tarihindeki sürüm değerleri üzerinden hesap bilirkişi raporunda bu taşınmazlar yönünden belirtilen alacak miktarı da eklenerek ve talep miktarı da gözetilmek suretiyle alacağa karar verilmesi gerekeceği-
Kadının bankadaki hesabından çekilen paranın, mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olmadığı, TMK'nun 229/1 ve 2. maddesindeki durumun da mevcut olmadığı, mal rejiminin sona erdiği ana kadar geçen üç bucuk aylık sürede belirtilen miktardaki paranın harcanmış olması da hayatın olağan akışına uygun olup aksi karşı tarafça kanıtlanamadığından, bu alacak talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mal rejiminin tasfiyesinde katkı payı alacağı istenebilmesi için, mal rejiminin devamı süresince edinilen malların, mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olması gerektiğinden (TMK.235/1) ve dava konusu parsel üzerindeki pay murisin ölümünden yaklaşık 5 yıl kadar önce bağış yoluyla müşterek çocuğa devredilmiş olduğundan, parsel üzerindeki bina ise miras bırakanın sağlığında yapılmış ve davacı vekili, devrin muvazaalı olduğunu ileri sürmüş olduğundan, mal rejiminin sona erdiği tarihte, tasfiyeye tabi mal mevcut olmadığından mahkemece tasfiye alacağı yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu- Dava konusu taşınmaz ve üzerindeki bina ortak murisin ölüm tarihi itibarı ile terekeye ait bir mal niteliğinde olmayıp, bağış yoluyla davalıya devredilmiş olduğundan, tereke malı olmayıp taşınmaz üzerinde davacı da dâhil tüm mirasçıların miras hakkının olmadığı-
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerlerinin esas alınacağı, tasfiye anının karar tarihi olduğu ve değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınması gerektiği-
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı olduğu- Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkı olduğu (TMK 236/1.m)- Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı- Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerlerinin esas alınacağı- Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetinde sayılacağı- Bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği (TMK 222. m)-
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı bulunduğu, artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkı olduğu (TMK m. 236/1), katılma alacağı kanundan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek bulunmadığı-Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerlerinin esas alınacağı (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihinin karar tarihi olduğu-Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetinde sayılacağı, bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar "edinilmiş mal" olarak kabul edileceği (TMK m. 222)-
Orman İdaresi'nin açtığı dava sonucunda taşınmaz üzerindeki yapıların hukuki durumları değişeceğinden davacının değer artış payı ve katılma alacağı haklarının kabul edilip edilmeyeceği, hesaplamanın yapılıp yapılmayacağı da dahil olmak üzere yeni sonuçlar doğabileceği gözetildiğinde, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasında açılan diğer davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Tasfiyeye tabi tutulan bir malın mal rejiminin sona erdiği tarihteki durumu tasfiye kapsamına esas olup; sonradan malın durumunda meydana gelen değişiklikler tasfiye kapsamını etkilemeyeceği- Aracın mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma dava tarihindeki hasarsız halinin tasfiye anındaki sürüm değeri üzerinden katılma alacağının hesaplanması gerektiği-