Katılma alacağı söz konusu olduğunda eşlerin çalışıp çalışmamasının, belirli bir gelire sahip olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı-
Edinilmiş mallara hesapta ekleneceklerin değerinin, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanacağı, bilirkişilerce TMK'nın 235/1 ve 232.maddesi uyarınca, malın devir tarihindeki sürüm değeri hesaplattırılarak, taşınmazın alımında davalının babasının yaptığı katkı oranı ile mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle kalan kredi borç miktarı da göz önünde bulundurularak taşınmaz yönünden davacının katılma alacağı miktarının belirlenmesi gerekeceği- Muvazaaya dayalı olarak açılan ve ayni hak istemini içeren tapu iptali ve tescil davasının, şahsi alacak isteme hakkı tanıyan katılma alacağı ve katkı payı ile değer artış payı alacağı istemine ilişkin davaların sonucuna etkisi bulunmadığından, bekletici mesele sayılmasının gerekmediği-
Mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğiyle açılan davada, TMK. mad. 232 ve 235/1’e göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerlerinin gözönünde bulundurulacağı- Tasfiye tarihi karar tarihi olarak kabul edildiğinden, katılma alacağı davalarında artık değer hesabında dikkate alınması gereken değerin karar tarihine en yakın değer olacağı- Karar tarihinden geçerli olmak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken davalı aleyhine olacak şekilde dava tarihinden geçerli olmak üzere faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Minibüs hattı ve Kooperatif payı, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine göre değerleri boşanma dava tarihi değil, karar tarihine en yakın bir tarihte belirlenmesi gerekeceği-
Dükkân üzerindeki değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin davada, eklenecek değerlerden (TMK. 229) ve denkleştirmeden (TMK. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. 231) yarısı üzerinden (TMK. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve TMK. 227 uyarınca; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerektiği- Tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilmesi, değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan bakımından TMK. 231 ve 236/1 uyarınca davacının katılma alacağının saptanması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde davalı eş adına edinilen dava konusu taşınmazlar ve aracın belirlenecek tasfiye tarihi itibariyle değerleri üzerinden yukarıda yazılı şekilde davacının katılma alacağının tespiti ile talebin de nazara alınmasının ve sonucuna göre bedel yönünden bir karar verilmesinin olduğu, dava konusu taşınmazların 4721 sayılı TMK.nun yürürlük tarihinden sonra edinildikleri ve davanın katılma alacağı isteği olduğu gözden kaçırılarak, katkı payı alacağı olarak değerlendirilmesinin ve yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece; mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle ödenen peşinat ve taksit miktarlarının göz önünde bulundurulması ve hesaplanması, aynı tarih itibariyle kalan kredi ya da taksitlere ilişkin borçlar ile meskene ait varsa tüm borçların hesaplamada gözetilmesi, ondan sonra dosya tamamıyla birlikte bir uzman görüş sahibi ile mali müşavir ya da muhasebeciden oluşacak bilirkişi kuruluna verilerek davacının katılma alacağının belirlenmesine ilişkin raporun alınması ve saptanan katılma alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece; mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle ödenen peşinat ve taksit miktarlarının göz önünde bulundurulması ve hesaplanması, aynı tarih itibariyle kalan kredi ya da taksitlere ilişkin borçlar ile meskene ait varsa tüm borçların hesaplamada gözetilmesi, ondan sonra dosya tamamıyla birlikte bir uzman görüş sahibi ile mali müşavir ya da muhasebeciden oluşacak bilirkişi kuruluna verilerek davacının katılma alacağının belirlenmesine ilişkin raporun alınması ve saptanan katılma alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Dava; mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin olup TMK.nun 232 ve 235/1 maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerlerinin gözönünde bulundurulacağı, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihinin karar tarihi olarak kabul edilmesinin gerekeceği, mahkemece, karar tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken alacağa ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faiz yürütülmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu yönün bozma nedeni yapılmadığı-