Termik santralinin çevreye verdiği zarar nedeniyle haksız fiilden doğan zararın tazmini istemine ilişkin davada, bilirkişi ek raporunda davacının ekili ürünündeki gerçek zarar tutarı olarak belirlenen meblağ yönünden davanın kısmen kabulü gerektiği-
Termik santralinin çevreye verdiği zarar nedeniyle haksız fiilden doğan zararın tazmini istemine ilişkin davada, kamulaştırma kararının kesinleşip kesinleşmediği, bedelin ödenip ödenmediği araştırılarak, sonucuna göre ilgili parsel yönünden karar verilmesi gerektiği-
Dava, kişilik haklarının ihlali nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağından, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılması gerekeceği ( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
İl Milli Eğitim müdürü olan ve kamu görevlisi sıfatını taşıyan davalının görevi sırasındaki eylemi nedeniyle tazminat istemli davanın, idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerektiği-
Kamu tesisinin gerek yapılması, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan onların ödetilmesi istekleri 11/02/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının II. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturacağı- Tam yargı davasının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde görülmesi gerekeceği-
Termik santralinin çevreye verdiği zarar nedeniyle haksız fiilden doğan zararın tazmini istemine ilişkin davada, ekili üründe meydana gelen zararın ödetilmesi talep edilmiş olup, hasat edilecek ürün zararına ilişkin olarak davacının ibraz ettiği kira sözleşmesinin kapsamadığı yıl açısından, aynı parsele yönelik o yıl ektiği ürüne zarar verildiği iddiası ile dava dışı malikin dava açtığı ve isteminin kabul edildiği de görülmekle, davacının bu parsele yönelik isteminin reddi gerekeceği-
Davacıların, kadimden beri sulama suyu olarak kullandıkları ve yörede Sızan kaynak suyu olarak bilinen suya, davalı idareye bağlı bulunan jandarma karakolu tarafından haksız olarak el konulduğunu, karakolun güvenliğini sağlamak amacıyla suyun etrafına mayın döşendiğini, bu nedenle aynı yerde bulunan bağ ve bahçelerini sulayamadıklarını ve ağaçların kuruması nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek zararlarının ödetilmesini istediği- İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacıların; açıkça, davalı idarenin hizmet kusuruna dayandığı, kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargının görevli olduğu-
Davacının davalı-kiracıya karşı kira sözleşmesine dayanarak, diğer davalı sürücüye karşı ise haksız fiil hükümlerine dayanarak dava açtığı anlaşılmakla, mahkemece davacının davayı araç kiralama sözleşmesine dayanarak açtığından bahisle ve bu sözleşmede taraf olmadığı gerekçesiyle diğer davalı-sürücü hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağından, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılması gerektiği(TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, desteğin Bağ-Kur sigortalısı olmasına rağmen davacılara gelir bağlanıp bağlanmadığının incelenmediği, gelirin bağlanması halinde bunun peşin sermaye değerinin ve rücuya tabi olup olmadığının Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına sorulacağı, rücuya tabi ise bu gelirin peşin sermaye değerinin hesaplanacak tazminattan indirilmesi gerektiği-