Haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemi ile açılan davada, tarafların sorumluluklarının 2918 sayılı Yasaya göre değil, TBK. hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği-
Davaya konu uyuşmazlık, kamusal kuruluşların işlemlerinden doğan bir uyuşmazlık olup, dosyaya taraflarca sunulan idare mahkemesi ve Danıştay kararları gözetildiğinde; uyuşmazlığın çözümü için kamu hizmetinin yürütülmesi gayesi ile kamu kurumlarına yasalarla verilen yetkilerin, kamu yararı çerçevesinde ve kamusal niteliği gözetilerek değerlendirilmesi gerekeceği- Uyuşmazlığın niteliği ve tarafların sıfatına göre davaya bakmakta idari yargının görevli olduğu(2577 sayılı İYUY. m.2)-
Haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, davalı kamu kurumu bir kamu tüzel kişisi olup, eylem ve işlemlerinin kamu hizmeti niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu -
Davalının 2560 sayılı Yasa kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edileceğinden, davalının, haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlığın, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği, bu yöndeki yargısal uygulamalarında aynı doğrultuda olduğu (Hukuk Genel Kurulu' nun 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721, 1983/823; 29/11/1995 gün ve 1995/11-647, 1995/1043 sayılı kararları)-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı-Sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılması gerektiği (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılmalısı gerekeceği (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
Haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin iddia da, idari işlem ve hizmetin kusurlu ifası nedeniyle zarar söz konusu olduğundan, İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararının ödetilmesi istemine ilişkin davada, davanın kısmen kabulü yönünde verilen ilk kararı temyiz etmeyen davalı hakkındaki hükmün kesinleştiği- Mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda, hakkındaki hüküm kesinleşen davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olan dava da, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere yaptığı işlemler de verilen kararın neticesi olan birer idari eylem olduğu- Davacı, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yaptığı yol inşa ve genişletme faaliyetleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandığına göre bu tür isteklerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince, idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ileri sürülmesi gerekeceği, bu davalara bakma görevinin idari yargı yerine ait olduğu-