Davacının, icarlamak sureti ile ektiği, Afşin ilçesi, Balıkçıl köyünde bulunan dava konusu parsellerde ekili ürününün, Afşin Elbistan termik santralinin çevreye yaydığı zararlı gazların ve küllerin etkisi ile zarar gördüğünü, verimin düştüğünü iddia ederek uğradığı zararın ödetilmesi isteminde bulunduğu- Davacının, bu parsellere ürün ekerken ektiği ürünün davalı kurumun işlettiği santralden dolayı zarar görebileceğini bilmesine karşın icarlama yapması nedeniyle emsal dosyalardaki gibi belirli bir oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Termik santralinin çevreye yaydığı zararlı gazların ve küllerin etkisi ile zarar gördüğünü, verimin düştüğünü iddia ederek uğradıkları zararın ödetilmesi isteminde bulunmuş olan davacıların, hukukça kabul edilebilir bir hakka dayalı yararlanmalarının bulunduğunu ispat edemedikleri anlaşılan parsellere yönelik istemlerinin reddi gerekeceği- Derdestlik itirazının hangi parsel ya da parseller için kabul edildiğinin belirlenmesi ve  hangi parsellerin, hangi dava dosyaları ile derdest olduğu açıklanarak hüküm kurulması gerektiği-
Dava konusu metro tünel inşaatı çalışmasının, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme doğrultusunda, yüklenici durumunda olan davalı şirket tarafından yapıldığı- Şu halde, davanın dayanağı olan eylem haksız fiil niteliğinde olduğundan, dava konusu eylemi gerçekleştiren davalı yüklenici şirketin, 818 sayılı BK'nun 41. maddesi uyarınca haksız eylemin faili olarak meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ve taraf sıfatının bulunduğu-
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2. maddesi gereğince idari yargı yerlerinde sadece ilgili idareye karşı dava açılabileceği, özel hukuk tüzel kişileri hakkında idare mahkemelerinde dava açılamayacağı, davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu-
Tıp Fakültesinde dekan olan davalının, aynı fakültede öğretim üyesi olan davacıya yönelik kişilik haklarına saldırı teşkil eden söylem ve davranışları sebebiyle açtığı manevi tazminat davasının ancak idare aleyhine açılabileceği-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılması gerekeceği ( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, İller Bankası'nın dava konusu olan sözleşmenin tarafı olmadığı, ihale makamı olan İller Bankasına husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle hakkında açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddinin isabetsiz olduğu-  Davalı İller Bankası'nın ihaleyi yapan işveren konumunda olduğundan meydana gelen zarardan sorumlu olduğu-
Anayasa'nın 129/5 maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 13/1 maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceği-
Dava, 2004 sayılı İİK'nun 5. maddesinden kaynaklanan icra memurunun kusuru nedeniyle idareye açılan tazminat davası olup, İİK'nun 5. maddesine göre, İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklı olup, bu davalara adliye mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
İdare’nin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-