Manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması ve fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerektiği- Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebileceği ve kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu (TMK. mad. 6)- Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olup bunun ispatlanması gerektiği ayrıca tazminatın nelere ilişkin olduğu bulunduğunun miktar ve tutarlarıyla birlikte tek tek açıklanması gerektiği- Nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edildiği, nişanda takılan ziynetlerin bedelinin ödenmesi amacıyla yerel adet gereği sarrafa geri iade edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği- Manevi tazminat davasının tümden reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Nişanın haksız yere bozulmasından dolayı nişan hediyelerinin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline yönelik uyuşmazlığa aile mahkemesi kurulmayan yerlerde de, asliye mahkemesinde, "aile mahkemesi sıfatıyla" bakılması gerekeceği-
Nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedileceği,- Nişanlılık evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, mutad (alışılmışın) dışındaki hediyelerin kusur aranmadan geri istenebileceği, nişan yüzüğünün mutad hediye kapsamında olduğu-
Taraflar arasında görülen nişan bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında, ziynet eşyalarının iade edildiğini beyan eden tanıklarının tarafsızlıkları tartışılabilecek tanıklar olması ve bu yönde beyanda bulunan başka tanıkta olmaması halinde, davacının tanık beyanları ile ziynet eşyalarının iade edildiği iddiasını ispat edememiş olacağı-
Nişan törenlerinde takılan takıların bizzat davacı nişanlı tarafından takılması zorunluluğu bulunmadığı;. ana-babanın ya da onlar gibi davrananların nişanlı adına taktıkları takılar, davacı nişanlı tarafından takılmış sayılacağı ve nişanın bozulması durumunda da bizzat nişanlı tarafından talep edilebileceği; Örf ve adete göre, nişan törenlerinde, takıların, nişanlıların birbirine bizzat takmalarından çok, genelde bir aile büyüğü veya ana-baba veya kardeşlerden biri tarafından takıldığı bir gerçek olduğu - Davacı, nişanda takıldığını iddia ettiği ziynet eşyasının tür ve miktarını ispat yükü altında olduğu-
Nişan hediyelerinin iadesi TMK'nun 122. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi icap ettiğinden, buna yönelik uyuşmazlığın aile mahkemesi sıfatyla görülmesi gerektiği-
Nişanın bozulması halinde hediyelerin geri verilmesine ilişkin TMK. mad. 122 düzenlemesi karşısında eylemin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gözetilmeden delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraat kararı yerine sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Nişanın bozulması sonucunda, kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece, nişan giderlerinin (pasta, fotoğraf, salon kirası vs.) tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davaya konu olayda, ortak alındığı kabul edilen beyaz eşyalar dışında kalan eşyalar yönünden de hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edildiği- TMK. mad. 122 gereğince nişanlanmanın bozulması sonucu niteliği gereği mutad olmayan bilezik yönünden davacı tarafın istemi konusunda bir değerlendirme yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği-