Davacı ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden doğan küçüğün 2008 doğumlu olduğu, davalının 2008'de çocuğu Çocuk Yuvasına bıraktığı ve evlat edinilmesine de izin verdiği, bunun üzerine mahkemece küçüğün kuruma yerleştirilmesine ve evlat edinme işlemleri sırasında anne ve babasının rızasının aranmamasına karar verildiği, 2008'de evlat edinme öncesi geçici bakım sözleşmesi ile müdahil aileye teslim edildiği, davacının bu durumu öğrenmesiyle 2009'da tanıma davası açtığı, yargılama neticesinde davanın kabulü ile küçüğün tanınarak nüfusta davacı hanesine kaydedilmesine karar verildiği-Davacının, bir baba olarak kendisine tanınan velayet hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, küçük hakkında verilmiş olan koruma kararının kaldırılması ile velayetin davalı anneden ve vasiden kaldırılarak tarafına verilmesini talep ettiği görülmüşse de, küçüğün henüz 2,5 aylık iken müdahil aileye teslim edildiği,müdahil çift ile çocuk arasında anne-baba-çocuk ilişkisinin tam olarak kurulduğu ve aralarında güçlü bir bağ olduğu; davacı babanın ise küçük için yabancı olarak algılandığı, evlatlık olarak verilen çocuklara evlat edinme işlemlerine dair bilgilerin çocuk 4-6 yaşında iken verilmesi gerektiği, küçüğün yaşı itibariyle biyolojik babasına ilişkin bilgileri kavrayabilecek durumda olmadığı, çocuğun anne-baba olarak hitap ettiği müdahil çiftten ayrılmasının ebeveyn kaybı sonucunu doğuracağı ve küçükte travmaya sebep olacağı-Sosyal hizmet uzmanı tarafından düzenlenen ...2010 tarihli raporda, davacının anne ve babası ile kardeişinin "davacının çocuğun bakımını üstlenemeyeceklerini" ifade ettiği hususlarına yer verildiği, davacı babanın tanıma davası açması ile sıcağı sıcağına düzenlenen bu rapordan 3-4 yıl sonra alınan aksi yöndeki raporlara itibar edilmeyeceği, aylık gelirinin belgelere dayanmadığı gözetildiğinde, küçüğün velâyetinin davacı babaya verilmesi halinde yaşı ve alışageldiği ortamdan koparılmasının onun bedeni, ruhi ve ahlaki gelişimine olumsuz etki yapacağı, sürdürdüğü tüm yaşamının değişeceği anlaşılmakta olup küçüğün bakımını ve sorumluluğunu taşıyabilecek yeterliliğe sahip olduğu yönünde güven telkin etmeyen davacı baba yerine küçüğün üstün yararı için kendisini evlat edinmek isteyen müdahil aile yanında kalmasının çok daha uygun olacağı-
mahkemece sosyal çalışmacı bilirkişiye velayete ilişkin rapor tanzim ettirilmiş ise de, işbu rapor hüküm tesisi için yeterli olmadığından; oluşturulacak bir heyetten rapor alınarak, inceleme tarihi itibariyle idrak çağında olan 2008 doğumlu R.... de mahkeme huzurunda dinlendikten sonra, diğer delillerle birlikte değerlendirilip, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Erkeğe kusur olarak yüklenen 'eşyaları kırma' vakıasına davalı-davacı kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamasında dayanılmadığı gibi bu eylemden sonra birliğin devam ettiği, bu sebeple kusur belirlemesine esas alınamayacağı- Kadının boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporuna göre ortak çocuğun uzman tarafından alınan beyanında 'velayetinin annesine verilmesini istediği', kadının erkeğin cimri oluşu sebebiyle münferit olarak hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği, kadının çocuğa yönelik velayeti üstlenmesine engel bir davranışının bulunmadığı-
Mahkemece uzman raporu alınmış ise de alınan uzman raporunda daha çok tarafların kusur durumlarının irdelendiği, velayet hususunda yeterli inceleme yapılmadığı anlaşıldığından, bu şekilde düzenlenen uzman raporunun velayet konusunda hüküm kurmak için yeterli olmadığı-
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, taraflar ve ortak çocuklarla görüşülerek tarafların yaşadığı ortamlarda da inceleme yapılmak suretiyle rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel durumlarının bulunup bulunmadığının araştırılması; idrak çağında bulunan ortak çocukların eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından, nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerinden sorulması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava, "ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi" niteliğinde olmayıp; "evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı 'baba soyadının' velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi" talebine ilişkin olduğundan aile mahkemesinin görevli olduğu-
Dava, "ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi" niteliğinde olmayıp; "evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı 'aile soyadının' velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi" talebine ilişkin olduğundan aile mahkemesinin görevli olduğu-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuklar yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekip, borçlunun bunun aksini ileri sürerek, müşterek çocukların Haziran 2013 yılından itibaren kendi yanında kaldığı iddiasını her türlü delille ispatlayabileceği-
Velayet düzenlemesi mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerinden sorulması, çocukların hale nerede ve kiminle yaşadıkları tespit edilerek, psikolog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan sosyal inceleme raporu istenerek karar verilmesi gerektiği- Davacı kadının boşanma davası kabul edildiği halde, davalı yararına boşanma davası yönünden maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının hatalı olduğu-