Kadının telefon kayıtlarına göre başka erkeklerle mutad sayıdan fazla telefonla görüşmeler yapmasının güven sarsıcı davranış olduğu- Velayetin kamu düzenine ilişkin olup re'sen araştırma ilkesine tabi olduğu- Velayet düzenlemesinde çocuğun yararına üstünlük tanınacağı-
2. HD. 27.02.2019 T. E: 2017/3680, K: 1837-
Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu ve yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerektiği, tarafların davayı kabulünün de tek başına hukuki sonuç doğurmayacağı-İnceleme tarihi itibariyle idrak çağında bulunan çocuğun velayet konusundaki görüşü alınarak, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan babanın yaşadığı yerde de inceleme ve rapor istenilip; ve gerekirse annenin yaşadığı yerde de yeniden uzman raporu alınarak, tüm deliller hep birlikle değerlendirilip, velayet konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Fiili ayrılık sırasında ve hâlen davalı baba yanında kalan çocukların velayet haklarının Türkiye'den ayrılarak Almanya'ya yerleşen davacı anneye verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı- Dava açıldıktan sonra 18 yaşını dolduran çocuk hakkındaki velayet davasının konusuz kaldığı- Davanın açıldığı tarihte 3 yaşında ise de, hali hazırda kendi görüşlerini ifade edebilecek olgunluğa eriştiği (idrak çağına geldiği) anlaşılan çocuğun mahkemece kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda bizzat dinlenilmesi, görüşlerini gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağının sağlanması; ifade edecekleri görüşlerin, çıkarlarına ters düşmediği takdirde, buna değer verilmesi gerektiği- "Küçüğün dava açıldığı tarihte 3 yaşında olduğu ve anne özlemi çektiği, davacı annenin velayet görevini yerine getirebilecek yeterliliğe sahip olduğu, bu nedenle küçüğün velayetinin anneye verilmesine ilişkin direnme kararının onanması gerektiği", "dava tarihinden sonra idrak çağına gelen çocuğun görüşüne başvurulması durumunda tespit edilecek beyanın mahkemeyi bağlamayacağı" , "yargılama süreci gözetildiğinde davaya konu küçüğün ergin olması, dolayısıyla davanın konusuz kalması sonucunu da doğuracağı, annenin Almanya'da yaşadığı ortamın belirsizliği ve küçüğün alıştığı çevre ile kardeşlerinden ayrılmaması hususları dikkate alındığında Özel Daire bozma kararının doğru olduğu" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava boşanma ve tarafların müşterek çocukları bakımından velayetin düzenlenmesine ilişkin olup, küçük davanın açıldığı tarihte 3 yaşında ise de, hali hazırda kendi görüşlerini ifade edebilecek olgunluğa eriştiği, diğer bir anlatımla idrak çağına geldiği açık olup, yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuğun kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda bizzat dinlenilerek, görüşlerini gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağı sağlanarak; ifade edecekleri görüşlerin, çıkarlarına ters düşmediği takdirde, buna değer verilmesi gerektiği-
Çocuğun anne yanında kaldığı ve yaşı dikkate alınarak, anneye verilmesinde menfaati bulunduğu belirtilerek velayeti anneye verilmiş ancak sosyal inceleme raporu alınmadan, anne ve babanın da bulunduğu ortamları içerek şekilde ve ayrıca çocukla da görüşme yapılmadan, eksik inceleme ve araştırma ile verilen hükmün doğru olmadığı-
Mahkemece ortak çocuk K...... mahkemece bizzat dinlenilmiş ise de diğer çocukların görüşü alınmadığı gibi uzmanlara da velayete ilişkin rapor tanzim ettirilmeyerek, eksik inceleme ve araştırmayla hüküm tesisin doğru olmadığı-
Ortak çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceği hususunda, oluşturulan üçlü heyetin anne ve babanın bulunduğu ortamları da içerecek şekilde ve ayrıca çocukla da görüşme yapılarak rapor düzenlenmesi sağlanarak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra gerçekleşecek sonucu uyarınca karar vermesi gerektiği-
Mahkemece alınan, 23.06.2016 tarihli raporda sadece baba ve anne ile görüşülmek suretiyle velayete ilişkin rapor tanzim ettirilmiş, uzman tarafından çocuğun hazır edilemediği için çocukla görüşme yapılamadığı da belirtilerek velayetinin anneye verilmesine engel bir durum olmadığının belirtilerek eksik inceleme ve araştırma kurulmasının yasaya aykırı olduğu-
Velayetin değiştirilmesine dair davalar çocuğun güvenliğini doğrudan ilgilendiren davalar olduğu, davada, velayet hakkına sahip anne ya da babanın, kural olarak temsil olunanın menfaatine hareket ettiği kabul edilse dahi her zaman çocuğun yararına davranmayacağı, herhangi bir sebeple çocuk aleyhine hareket ederek onun zararına bir durum yaratma ihtimali olduğu, velayetin değiştirilmesi davalarında davanın açılış amacı da diğer tarafın çocuğun menfaatine aykırı davrandığı iddiası olduğundan, çocuk ile yasal temsilcisi arasında bir menfaat çatışmasının olduğu kabul edilerek TMK mad. 426/2 gereğince küçüğe bir temsil kayyımı atanması gerektiği-