İİK'nun 170. maddesi uyarınca imzaya itirazın icra mahkemesince duruşma açılarak incelenmesi zorunlu olduğundan, HMK'nun 150. maddesi hükümleri imzaya itiraz hakkında uygulanacağı-
Takip dosyasındaki satış ilanı tebliğ mazbatasındaki imzanın borçlunun eşinin imzası olmadığını iddia eden borçlunun bu iddiasının bilirkişi incelemesi yatırılmak suretiyle belirlenmesi gerekirken, sadece tanık beyanı esas alınarak sonuca gidilemeyeceği-
Senetteki imzanın muteriz borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol etmeden alan alacaklının ağır kusurlu kabul edileceği, mahkemece, İİK’nun 170/son maddesi uyarınca; borçlu yararına asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Takip alacaklısının senedin lehtarı olup, keşideci borçlu tarafından senede atılan imzaların ona ait olup olmadığını bilecek konumda olduğu, bonodaki imzaların borçlu eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imza itirazı kabul edilen borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu sayılmasının gerekeceği-
Cumhuriyet Savcılığına verilen ifadede senet arkasına atılan imzanın borçlu tarafından kabul edildiği, mahkemece, borçlunun takibe konu senet ile ilgili savcılıkta verdiği açık kabul beyanı karşısında, imza itirazının reddi gerekeceği-
Tüzel kişilerin kaşesi (mührün) üzerine atılan imzaların tek imzanın sonuçlarını doğuracağı, tamamen açığa atılan imzanın ise aval olarak değerlendirileceği dikkate alınarak, takibe konu bonoda, borçlunun imzalarının, keşideci köy muhtarlığı adına ve muhtarlık mührü üzerine atılmış olması nedeni ile borçlunun itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verileceği-
Borçlunun imzaya itirazının incelemesinde; UYAP sisteminde yapılan detaylı aile nüfus kaydı sorgulamasında borçlunun tebligatta adı geçenin isminde bir kardeşinin olmadığı, bu hali ile borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borçlu asile usulüne uygun meşruhatlı davetiye çıkarılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği -
Alacaklının, lehtarın cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı bu durumda alacaklı, senedi tanzim eden borçlunun imzasının sıhhatini bilemeyeceğinden ağır kusurlu kabul edilemeyeceği ve icra inkar tazminatından sorumlu olmayacağı-
İmzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı tesbit edilemediğinden bu durumda imzanın borçluya ait olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanamadığı, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, borçlunun şirketinde çalıştığı dönemde, borçlu tarafından çeşitli amaçlarla alacaklıya verilen imzalı boş A-4 kağıtlarını, alacaklının bono haline getirerek hakkında takibe giriştiği, bu şekilde açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, senet altında muteriz borçluya atfen atılı bulunan imzanın ise inkar edilmediği; borçlunun bu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesinin bu itirazı incelemekle görevli olduğu, borçlunun borcunun olmadığına ilişkin ileri sürdüğü sebep, icra mahkemesinin görevini tayinde belirleyici bir unsur olmadığı, İİK'nun 169/a ve 170/a maddeleri kapsamında; borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yürütülen sahteciliğe ilişkin soruşturma gerekçe gösterilerek, HMK'nun 209. maddesi uyarınca anılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-