Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı belirlendiğine göre, senet lehtarı olan alacaklı, keşideci borçlu hakkında yaptığı takipte imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğundan ve dolayısıyla senedi takibe koymada en azından ağır kusurlu bulunduğundan, borçlu lehine tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Takibin muvakkaten durdurulması halinde tazminata ve para cezasına hükmedilebileceğinden, bu şart gerçekleşmediğinden, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
İlk ödeme emrinin isim benzerliğinden dolayı icra dosyası borçlusu olmayan üçüncü bir kişiye tebliğ edildiği, bu şahsın da tebligatı iade ettiği bunun üzerine alacaklının borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesi talebinde bulunduğu anlaşıldığından, yeniden ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde imzaya itiraz edildiğinin kabulü gerekeceği-
Borçlunun inkar ettiği imza konusunda bilirkişilerden alınan raporlarda imzanın borçluya ait olup olmadığı kesin olarak belirlenemediği ve alacaklının da ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğu tespit edilemediğinden alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilemeyeceği-
Bankanın tacir olarak basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğundan icra takibine koyduğu bono üzerine atılan imzaların borçlunun eli ürünü olmadığını bilebilecek durumda olduğu ve ağır kusurlu olduğunun kabulü, bu itibarla, mahkemece, alacaklı banka aleyhine alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Keşideci borçlular “senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile TKHK’nun 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını” takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği gibi, keşidecinin bu durumu sonradan iyiniyetli hamile karşı da ileri sürmesinin mümkün olmadığı-
İcra takip dayanağı çekin 2. cirantası olan alacaklı tarafından lehtar borçlu hakkında icra takibi yapıldığı, diğer icra takibine konu çekin 4. cirantası olan alacaklı tarafından 3 ciranta olan borçlu hakkında icra takibi yapıldığı mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabul edildiği ve alacaklı aleyhine tazminata hükmedildiği anlaşıldığından, alacaklının, takip dayanağı çeklerdeki imzanın borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu-
Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak borçlu keşideci şirket ile diğer borçlu lehtar ciranta şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını ileri sürerek imza itirazında bulunduğu, bilirkişi raporunda sadece bir şirket yönünden imza incelemesinde bulunulup, diğeri yönünden inceleme yapılmadığı, bu şirket yönünden de imza incelemesi yapılarak karar verileceği-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, hem vekile hem asile tebligat çıkartıldığı takdirde asile yapılan tebligat usulsüz olduğundan, fuzuli bir tebligat olup, itiraz süresinin vekile yapılan tebligattan itibaren başlayacağı-
Mahkemece sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayandığının belirlenmesi halinde takip hukukunun özelliği ve ivedi karar verilmesi gerekliliğinin bir sonucu olarak, sahtelik davası bekletici mesele yapılmadan, sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-