İmzaya itiraz davasında öncelikle ceza mahkemesinde görülmekte olan dosyanın getirtilerek, 'borçlu tarafından imzanın kabul edildiği iddiası'nın araştırılması, davacı-borçlunun yeniden celp edilerek, oturarak ve ayakta imzasının alınması, yazı yazdırılması, ceza dosyasındaki seçim tutanaklarının imza incelenmesinde değerlendirilmesi, mahkemece resmi makamlardan davacı-borçlunun imza ve yazı örneklerinin teminine çalışılması, taraflara bu konuda yeniden mehil verilmesi neticesine göre bilirkişi incelemesine gidilmesi aksi takdirde; ceza dosyasında bilirkişi incelemesi ve tanık dinlenmesine karar verilmiş ise, HUMK mad. 317'ye göre artık bu senede göre işlem yapamayacağından, durumu ön mesele yapıp sonucunun beklenerek varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği- Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun senedi elinde bulunduran ve takibe koyan alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, imza incelemesi konusunda Adli Tıp Kurumu'nun son makam olmadığı-
Borçlunun imzaya itirazının kabul edilmesi halinde İİK.nun 170/III maddesi gereğince “takibin durması” yerine “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
İcra takibinin, lehtarın veya ondan sonraki cirantanın cirosu ile çeki/senedi elinde bulunduran kişi (hamil) tarafından, keşideci veya çeki/senedi kendisine ciro etmemiş olan ciranta hakkında yapılmış olması halinde, hamil –çek/senet huzurunda imzalanmamış (ciro edilmemiş) olduğundan- imzanın keşideciye (cirantaya) ait olup olmadığını bilemeyeceğinden, imzanın borçluya ait olmaması (olmadığının saptanması) halinde, alacaklı (hamil) aleyhine tazminata/para cezasına hükmedilemeyeceği-
İhtiyati haciz kararının infazı sırasında borçlunun ikrarının, takiple birlikte doğacak olan itiraz ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağı, hukuken itiraz olanağının elde edilmesinden önce ve icra takip işlemi niteliği taşımayan ihtiyati haczin infazı aşamasında yapılan ikrarın ve buna bağlı kısmi ödeme ile ödeme taahhütlerinin harici ikrar niteliğinde olup, 1086 sayılı HUMK. 236/son gereğince, hâkimin ancak, mahkeme haricindeki ikrarı teyit edecek delil ve emare mevcut ise buna binaen hüküm verebileceği; bu nedenle de borçlunun elindeki senetle birlikte ödeme emrinin tebliği ile doğan imzaya itiraz ve dava hakkını ortadan kalkmayacağı- İhtiyati haciz kararının açıklanan niteliği yanında bu kararın infazının mahiyeti de gözetildiğinde, borçlunun bu sırada yaptığı ikrarın müzayaka altında yapıldığının da gözden uzak tutulmaması gerekeceği-
Lehtar tarafından keşideciye karşı yapılan takiplerde, lehtar senetteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğundan, ‘imza itirazının kabulü’ne karar veren icra mahkemesinin ayrıca bu kararla birlikte, borçlu lehine % 20 tazminata da hükmetmesi gerekeceği-
İmza inkarında bulunmuş olan borçlunun imza inceleme-sine esas teşkil edecek şekilde,oturarak ve ayakta imza örnekleri alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-