Dosyadaki hacizlerin tümden kaldırılması istenmemiş olduğundan, alacaklının, "borçlunun bir adet taşınmaz" ve "bir adet araç" üzerindeki haczin kaldırılması talebinin alacağın haricen tahsil edildiği anlamına gelmediği ve be nedenle de alacaklıdan tahsil harcı istenemeyeceği-
Davalının takibe konu 500 TL'lik senedin davacı tarafından verildiğini, senetteki 500 TL’lik miktarın önüne 9 eklenmek suretiyle 9.500 TL'lik senet haline getirtildiğini, bu şekilde kendisi tarafından takibe konulduğunu, Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki beyanlarında kabul ettiği uyuşmazlıkta, bononun tahrif edilmiş halinin 9.500,00 TL olduğu ve 10.000,00 TL manevi zarara hükmedildiği değerlendirildiğinde iki miktar arasında hak ve dengenin de dikkate alınmamış olmasının isabetsiz olup, borçlu olan davacının hangi sebeplerle manevi zarara uğradığı kanıtlanamadığından icra takibine uğradığından bahisle manevi zarara hükmedilemeyeceği-
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine borçlu belediyeye mal beyanında bulunması için yeniden 10 günlük süre verilmesi gerekmediğinden, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 03.07.2015 tarihli "borçlu belediyeye yeteri miktarda haczedilebilecek mal göstermesi için 10 günlük süre verilmesine, mal beyan edilmemesi durumunda, alacak miktarını aşmayacak şekilde haciz işlemi yapılmasına" ilişkin kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, haciz tutanağında infaz memuru olarak imzası bulunan kişinin duruşmada tanık olarak alınan beyanında özetle, müzik aleti, koşu bandı ve modülatör araç simülasyon kiti haricinde haczedilen eşyaların tamamının evde iki tane olduğunu belirtmesi üzerine, alacaklı vekilinin bu hususların haciz tutanağına yazılmaması nedeniyle tutanağın eksik düzenlendiği, haczedilen eşyaların lüzumlu eşya olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği yönünde tanık beyanına itirazda bulunduğu görüldüğünden, mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile haczedilen her bir eşyanın haczinin mümkün olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği ve hacizlerin devam etmesinin İİK.nun 85/son maddesiyle bağdaşmayacağı-
Usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeksizin borçluya bilahare yenileme emri çıkarılmasının isabetsiz olduğu- Ödeme emrindeki müddet geçmeden (takip kesinleşmeden) haciz yönünde alınan kararların yok hükmünde olacağı-
Mahkemece, borçlu Belediye Başkanlığı'nın hacizlerin kaldırılması talebi hakkında işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünün takdir hakkı bulunmadığı gerekçesi ile eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Her ne kadar yerel mahkemece aynı yerle ilgili yapılan keşifte bu yerin bütünleyici parça niteliğinde olduğunun saptanmış ise de; şikayetçi üçüncü kişi ile borçlunun arasında yapılan kira sözleşmesine göre yapıların prefabrik olarak inşa ediliği, kira sözleşmesinin sonunda söküleceği anlaşıldığından, şikayete konu menkullerin mütemmim cüz olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, o halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı 3. kişi ve borçlu şirketin ortaklık yapısı aynı olduğu gibi, aynı adreste faaliyetlerini birlikte sürdürmekte ve hacze konu menkulleri birlikte ellerinde bulundurduklarından İİK. mad. 85/2. maddesi uyarınca; davalı 3.kişinin lehine istihkak iddiasında bulunmasında hukuken bir engel bulunmadığına; mahkemece, bu kişinin (A.Ş.'nin) de davaya davalı olarak dahil edilmesinin sağlanması gerektiği-
İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen üçüncü kişilere "haciz ihbarnamesi" gönderilmesi, alacaklının talebi ile icra müdürlüğünce yerine getirilmesi gereken bir işlem olup, icra müdürlüğünün, alacaklının bu isteminin yerine getirilmesi konusunda bir takdir yetkisinin bulunmadığı, kaldı ki üçüncü kişinin, haciz ihbarnamesine itiraz etme hakkına da sahip olduğu, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü işleminin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-