Borçlu tarafından İİK 72/3 koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebileceği- Borçlunun, mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak icra müdürlüğüne talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunu nakit olarak yatırması ya da tamamını karşılayan ve her an paraya çevrilebilir muteber, kesin banka teminat mektubunu vermesi halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği- Dosya borcunun tamamının icra müdürlüğüne yatırılması halinde, mevcut hacizler aşkın hale geleceği gibi, hacizlerin devam etmesinde alacaklının da hukuki yararı kalmayacağı-
Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesinin İİK'nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağı-
İİK. mad. 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli olmadığından, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerektiği- Borçlu, mehil vesikası almak amacıyla nakit ya da kesin teminat mektubu sunmayıp,bir taşınmazı borca teminat olarak gösterdiğinden, mahkemece "hacizlerin kaldırılmasına" ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 36 gereğince, Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği- Şikayet dilekçesinde ileri sürülen hususların her biri incelenerek her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği-
Birleşme nedeniyle eldeki davada davalı şirketin tüzel kişiliği sona ereceği ve terkin edileceğinden, şirket davalı olamayacağı gibi, aleyhine hüküm de tesis edilemeyeceği- Y.i incelme yapılmadan usulsüz haciz nedeniyle tazminata hükmedilemeyeceği-
İcra müdürlüğünce, 28/09/2015 tarihi itibariyle yapılan iki dosya borcu hesabı incelendiğinde; ilk hesaplamada tahsil harcı ile masraf kalemlerinin yer aldığı, bozma sonrası yaptırılan ve hükme esas alınan hesaplamada ise, tahsil harcının hesaplanmadığı, masraf kaleminin ise eksik hesaplandığı, bu haliyle aynı tarihli iki dosya borcu hesabı arasında çelişki olduğu görüldüğünden, taşınmazın ihale yoluyla satıldığı tarih itibariyle güncel dosya borcunun yeniden icra müdürlüğü marifetiyle hesaplattırılarak, dosya borcunun tamamen karşılanıp karşılanmadığının tespiti ile satışı yapılan taşınmazın ihale bedeli ile dosya borcunun karşılanmasına rağmen satışa devam edildiği hususundaki fesih sebebinin yerinde olup olmadığının gerekçesiyle birlikte tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Özel hastanenin devrinin Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 69. maddesinde düzenlendiği, 27.03.2002 tarihinde Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Yönetmeliğin 69. maddesi değiştirilerek; " Her ne sebeple olursa olsun devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyen özel hastaneler devredilemez” düzenlemesinin getirildiği- Özel hastanenin faaliyetinin 20.03.2015 tarihinde askıya alındığının görüldüğü- Bu durumda, ... kuruluşunun ruhsat devrinin, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlanmış olduğu- Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyen (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastanelerin) devredilemeyeceği- Ancak, özel ... kuruluşu ruhsatının icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devrinin gerçekleştirilebileceği- İİK'nun 78/1. maddesi uyarınca, “Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını isteyebilir”, aynı kanunun 106. maddesinde ise; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” düzenlemeleri mevcut olup, satış işlemi ancak hacizli mal üzerinden yapılabileceğinden, haczin, satış işlemlerinin başlangıcı olduğunun kabulü gerektiği-
Mahkemece, taraflara banka adlarını bildirmesi için süre ve imkan tanınarak, tarafların bildireceği bankaların genel müdürlüğüne yazı yazılarak faiz oranları getirtilip dosya içine konulduktan sonra, takip konusu asıl alacak kalemlerinin net miktarlarının gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak belirlenmesi, yine belirlenen bu net miktarlar üzerinden ilama uygun bir şekilde dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacak için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak istenebilecek faiz miktarlarının da tespit edilmesi ve buna göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Aleyhine başlatılan ilamlı takipte kanun yoluna başvurusu sonuçlandırılana kadar tehiri icra kararı almak için teminat gösteren borçlunun, teminatı yatırdığı tarih itibariyle teminatın alacağı tüm fer'ileri ile karşılaması halinde; mevcut hacizlerin aşkın haciz haline geleceği; bu nedenle hacizlerin kaldırılması gerektiği-
Yargıtay'dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesinin İİK'nin 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağı-