Haciz talebinin, borçlunun bildirdiği mallarla sınırlı olmaksızın hacizde tertip müessesesi gereği karşılanması zorunlu olduğundan icra müdürlüğünce İİK'nın 85. maddesine göre hacizde tertip ilkesi gözetilerek haciz işlemi uygulanması gerektiği- Alacaklının talebi ile borçlu belediyenin hesaplarına uygulanan hacze karşı borçlu belediyenin icra mahkemesine başvurması halinde şikayetin mahkemece değerlendirileceği, borçlu belediyenin mal beyanında gösterilen dışındaki mal, hak ve alacakların haczi istenebileceğinden alacaklı vekilinin talebi ile 3. kişi bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilerek hesaplarına haciz konulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı-
İcra müdürlüğünce taşınmazın haczine karar verildikten sonra, taşınmazın üçüncü kişiye satılması ve hacze ilişkin şerhin tapuya taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihinden sonra işlenmesi halinde, taşınmaz haciz karar tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan haczin geçerli olduğunun kabulü gerektiği-
İcra müdürlüğünün pasif sorgulama ve araştırma yapma yükümlülüğü bulunmadığı- Taşınmaz, posta çeki hesabı ve maaş haczine ilişkin taleplerin ise gerektiği takdirde ek masraf talep edilmek suretiyle kabulü gerektiği-
Haczin kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararlarının kesinleşmeden infaz edileceği- Daha önce haciz kabil olmayan bir malın, daha sonra durum ve şartların değişmiş olması hâlinde haczi kabil hâle gelebileceği- Alacaklı vekili "borçlu belediyeye ait haciz talep ettiği araçların belediye meclis kararı ile fiilen kamu hizmetinde kullanılma durumunun ortadan kalktığını" ileri sürdüğünden, mahkemece bu husus değerlendirilerek, icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Vücut ve sıhhate verilen zararlar için ödenen "manevi tazminat alacağının" haczi mümkün olmadığından (İİK. 82/1-11), takas da edilemeyeceği-
Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının, kendi adresinde haciz tehdidi altında, ihtirazî kayıtla ödeme yapması halinde, davacının ödenen paranın iadesi için açtığı davanın "sebepsiz zenginleşmeye" dayalı olduğunun kabulü gerektiği- Davacının istemi, "kendisinden haksız şekilde tahsil edilerek davalı alacaklının mal varlığına giren paranın iadesi" olduğuna göre, muhatabın da davalı alacaklı olduğu- Davacının, borcu ödeme kabiliyetinin olup olmadığı belirsiz takip borçlusuna dava açmaya zorlanamayacağı- "Davacının icra dosyasına parayı yatırmasıyla zenginleşenin dava dışı asıl borçlu olduğu, davalı alacaklının zaten varolan alacağını aldığı, bu sebeple sebepsiz zenginleşme davasının davalısı olamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Açıkça itiraz ve şikâyetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin itiraz ve şikâyetin esasının incelenmesine engel olmadığı- Haciz ihbarnamesi tebliği üzerine üçüncü kişi tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesi iradi nitelikte bir ödeme sayılamayacağından, şikâyet tarihinden önce dosya borcunun ödenmesinin haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Vakıflar Genel Müdürlüğü Özel Bütçe Kapsamındaki idareler arasında sayıldığından mallarının haczedilemeyeceği-
Haciz tarihinden sonra taşınmazın üçüncü kişi lehine tapu iptal tescil kararı verilip kesinleşmesinin haciz tarihindeki mülkiyetin durumuna bir etkisinin olmadığı, tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm bulunmadığından bu karar sebebi ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, taşınmaz ihalesinde takibin tarafları dışında taşınmazı ihalede satın alan üçüncü kişilerin de menfaatinin korunması gerektiği, aksinin kabulü hâlinde ihaleye olan talep ve talip azalacağından, icra takibinin ve borçlunun sorumluluğunun etkisizleşmesine yol açacağı-