Davacı-davalı kadının çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılması durumunda, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiş olduğundan, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği–
Velayetin bırakıldığı anne çalıştığı için, hafta sonları baba ile şahsi ilişki kurulması annenin velayet görevini tam yapmasını engelleyeceğinden, daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekeceği–
Şahsi ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihleri ile saatlerinin gösterilmemesinin infazda güçlük yaratacağı-
Velayeti anneye verilen küçük ile baba arasında senenin belli aylarında çocuğun yaşı, bedeni ve fikri gelişimi de dikkate alınarak uygun bir kişisel ilişki düzenlenmesinin gerekeceği–
İşlemiş ve muaccel hale gelmiş nafaka bulunmadıkça faize hükmedilemeyeceği–
Davacı ve davalının aynı yerde oturması, müşterek çocuğun 1999 doğumlu olması durumunda, her ayın belirli günleri içinde şahsi ilişkinin düzenlemesinin gerekeceği–
Velayetin kullanılması, kendine verilmeyen eşin, çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas tutulacağı–
Evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velayeti birlikte kullanacağı, anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri–
Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 1998 doğumlu K.’nın Türk Medeni Kanununun 182., 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılmasının usul ve kanuna aykırı olacağı–
Çocuğun 17.4.2004 tarihinde reşit olması nedeniyle bu tarihten itibaren tedbir nafakası kendiliğinden kalkacağından, önceki dönem için takip konusu yapılan birikmiş nafaka TMK. 182. maddesi hükmü gereğince çocuğun bakım ve gözetimi için onaya katkı payı olarak hükmedildiğinden çocuğun, anaya verilen bu katkı payını kendi adına talep etmesinin mümkün olmayacağı–