Sadece ekonomik olanaklar göz önüne alınarak velayet düzenlemesi yapılamayıp aslolan çocuğun menfaati olduğundan kardeşlerin birbirinden ayrılması onların ruhsal açıdan gelişmelerini engelleyici nitelikte olacağı-
Geliri ve malvarlığı bulunmayan kadının iştirak nafakası ile sorumlu tutulamayacağı-
Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin anne yanında tehlikede olduğu ve annenin velayet görevini ihmal ettiğine ilişkin başkaca bir delil bulunmadığına göre (TMK. 183,348 ve349.maddelerindeki şartları da oluşmamıştır) 1999 doğumlu olup, anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin anadan alınamayacağı-
Nafaka alacakları karar tarihinde muayyen ve muaccel olacağından, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği–
Nafaka davaları yönünden temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde yıllık nafaka tutarının esas alınmasının gerekeceği–
Yargıtay'ın yerleşik içtihadlarına göre, boşanma sırasında velayet kendisine bırakılan eşin, iştirak nafakasını boşanma davası sırasında istememesinin, sonradan talep etmesine engel teşkil etmeyeceği-
Nafaka davaları yönünden temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde yıllık nafaka tutarının esas alınmasının gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın, gücüne göre, onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olacağı, bu hususu hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate almasının gerekeceği–
Tarafların sosyal ve mali durumları, bölgesel koşullar, çocuğun yaşı gözetilerek ayın belli haftalarında kişisel ilişkinin düzenlenmesinin gerekeceği–
Davalının müşterek çocuğa karşı herhangi bir olumsuz davranış içerisine girdiği yönünde delil bulunmaması durumunda, baba ile çocuk arasında bir uzman nezaretinde ilişki kurulmasının doğru olmayacağı–