Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin anne yanında tehlikede olduğu ve annenin velayet görevini ihmal ettiğine ilişkin başkaca bir delil de bulunmadığına göre 1999 doğumlu olup, anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin anadan olmasının doğru olmayacağı–
Velayet kendisine tevdi edilmeyen davalı baba ile çocuk arasında babanın çok sık ve masraflı yolculuk yapmaya zorlanması sonucunu doğuracak ve kişisel ilişkiyi fiilen imkansız kılacak şekilde sık ve kısa süreli kişisel ilişki yerine, tarafların durumuna uygun, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğu da fiziksel ve ruhsal yönden örselemeyecek şekilde daha ağırlıklı ve yeterli sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekeceği–
Velayeti anneye verilen küçük ile baba arasında senenin belli aylarında çocuğun yaşı, bedeni ve fikri gelişimi de dikkate alınarak uygun bir kişisel ilişki düzenlenmesinin gerekeceği–
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca müşterek çocuklar dinlenmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde velayet düzenlemesi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı–
Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 1998 doğumlu K.’nın Türk Medeni Kanununun 182., 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılmasının usul ve kanuna aykırı olacağı–
Ana bakım şefkatine muhtaç olan çocuğun velayetinin anneye verilmesi ve baba ile uygun şahsi ilişki kurulmasının gerekeceği–
Boşanma sırasında annenin iştirak nafakası istemiyorum şeklindeki sözlerinin, küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek olan nafakayı kapsamayacağı–
Yabancı boşanma kararında; velayetleri annelerine verilen müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmemiş olmasının ve babanın çocuklarla kişisel ilişkisinin düzenlenmemesinin, bu düzenlemenin çocuk koruma kurumunun tavsiyesinden sonraya bırakılmasının, Türk kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturmayacağı–
İnfaz kabiliyeti bulunmayacak nitelikte velayet düzenlemesi yapılmasının doğru olmadığı–