Çekte “lehtar”ın çekin zorunlu unsurlarından bulunmadığı, bu nedenle çekte lehtarın yazılıp yazılmamasının ya da lehtarın gerçek veya tüzel kişiliğinin bulunup bulunmamasının “çek” niteliğini etkilemeyeceği-
Takip konusu çekte keşide tarihinin "21.4.2007" iken, çizilerek "22.3.2007" olarak düzeltilmiş olması ve bu düzeltme yanındaki paraf imzasının şirket yetkilisine ait olmadığının saptanması halinde, çekin gerçek keşide tarihinin “21.4.2007” olduğunun kabulü gerekeceği ve bu çekin ibraz süresinin bu tarihe göre hesaplanması gerekeceği-
Takip konusu bononun “lehtar” hanesinde şirketin unvanının kısaltılmış olarak gösterilmiş olmasına rağmen, şirketin tüzel kişinin hesaplanabildiği durumlarda, bu durumun senedin “bono” niteliğini etkilemeyeceği-
Bankalara “yurtdışı kredi kuruluşlarından temin ettikleri kredilerle ile ilgili yapacakları takiplerde“ tanınmış olan harç muafiyetinin, bonoya dayalı olarak yapacakları kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde uygulanmayacağı-
“Keşide yeri”nin, hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olarak gösterilmesi gerektiğinden, keşide yeri “Esk.” şeklinde belirtilmiş olan belgenin “çek” sayılamayacağı-
Takip konusu borçtan dolayı borçlunun takip hukuku açısından sorumluluğunun doğabilmesi için, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması gerekeceği-
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun vekili vasıtasıyla icra mahkemesine başvurup ödeme emrini iptal ettirmesinden sonra, yeni ödeme emrinin borçluya değil vekiline gönderilmesi gerekeceği-
İcra takibinde “borçlu” olarak gösterilmemiş olan kişiye, takip talebine aykırı olarak, takibe dahil edilip “ödeme emri” gönderilemeyeceği-
Takibe konu senet metninde rakam ile 40.000.-YTL yazıldığı, YTL'nin üzerinin çizildiği ve üzerine USD yazıldığı, senet metnine ayrıca yazı ile 40.000 YTL yazıldığı ve YTL çizilmeden 40.000'in önüne USD yazıldığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince; "bononun 10.01.2003 tanzim tarihinde YTL'nin yürürlükte olmadığı, bu para biriminin 2005 yılında yürürlüğe girdiği, dolayısıyla bonodaki keşide tarihinin “mefhum” (gerçek olmayan yok hükmünde) olduğu" gerekçesiyle “TTK.’nun 688/6 ve İİK. 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline" dair verdiği kararı, "baskın görüş ve uygulamaya göre, tanzim tarihinin bulunması koşulu, senetteki tanzim tarihinin mutlaka gerçeğe uygun olması gerektiği anlamına gelmediği, senette belirli bir tanzim tarihinin bulunması, zorunlu koşulun varlığının kabulü için yeterli olduğu; mevcut tanzim tarihinin mutlaka gerçek tanzim tarihiyle örtüşmesi gerekmediği, takip dayanağı senedin vade tarihinden önceki tanzim tarihini içerdiği ve tüm şekli unsurların içerdiği, tanzim tarihinin gerçeği yansıtmamış olmasının sonuca etkili bulunmadığı" gerekçeleriyle hatalı olup; takibe konu senedin, kambiyo senedi vasfı bulunduğu-
“Harçtan muafiyet”in, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipler hakkında uygulanmayacağı-