Türk Ticaret Kanunu' ndan kaynaklanan "ödemeden men talimatı" nın, alacaklının takip yapılmasını engellemeyeceği-
Bono keşidecisinin, bono bedelini lehtara ödemekle yükümlü olduğu; bono bedelini ödeyen lehtarın, keşideci ve avalistten ödediği bedeli istemesinde kanuna aykırılık bulunmadığı-
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin açıldığı tarihten önce borçlunun ölmüş olduğunun anlaşılması halinde, yapılmış olan takibin süresiz şikayet yoluyla iptalinin istenebileceği; bu takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği-
Senetlerin düzeltilen vade tarihlerinin, keşideci tarafından paraflanmaması durumunda, senetlerin vade tarihlerinin, tahrifattan önceki yazılı şekli ile kabul edilecekleri; bu durumun, senetlerin “kambiyo senedi” sayılmasına etkili olmayacağı-
Maddi hata sonucunda gerçek borçlunun isminde hata yapılmış olmasının sonuca etkili olmayacağı (takibin iptalini gerektirmeyeceği)-
Davaya konu çekin TTK’nun hükümlerine göre geçerli olduğu ve mücerret borç ikrarını havi belge olduğu, teminat senedi olmayıp ödeme belgesi niteliğinde bulunduğu, çekin geçerliliğine dair itiraz olmadığı, davacının çek nedeniyle borçlu olmadığını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilebileceği-
Senette yazılı iki vade tarihinin, senedin “bono” sayılmasına engel teşkil etmediği durum-
Mahkemece ihtiyati haciz kararının “borçluların mal kaçırma ihtimali nedeniyle verilmiş olması halinde”, vadesi gelmemiş senetlerin de, senetlerdeki muacceliyet kaydı nedeniyle icraya verilebileceği-
Keşide yeri olarak “G.paşa” yazılı olan belgenin “çek” niteliğinde olduğu sonucuna varılamayacağı-
Dava dışı borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlunun babasının “borçlu oğlu adına gönderilen ödeme emrinin, Teb.K.’na aykırı olarak tebliğ edildiğini, bu nedenle ödeme emri tebligatının iptali” istemiyle yaptığı şikayetin “sıfat yokluğu” nedeni ile reddi gerekeceği-