Somut uyuşmazlıkta konusunda uzman, taraflar arasındaki sözleşmeler ve SUT hükümlerinden anlayan hastane yöneticisi, doktor, emekli Sayıştay denetçisi bilirkişilerden oluşan üç kişilik bir heyetten (davacı hakkında 11.1.8 ve 11.3.6 maddesine göre ceza miktarının belirlenmesine yönelik); Kurumca fazla ilave ücret alındığı iddia olunan hastaların ödemeleri ve bu ödemelere ilişkin yapılan işlemlerin tek tek değerlendirildiği, hastanece fazla ilave ücret alındığı anlaşılan hastalar ve fazla ilave ücret alınıp da iade edildiği kabul edilen hastalar yönünden, her bir hasta için ayrı ayrı hesaplama yapılması suretiyle, uygulanan ceza miktarının doğru olup olmadığının tespitine yönelik, tereddüde yer vermeyecek şekilde ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazları karşılar mahiyette bir rapor alınarak hüküm kurulması gerektiği-
Birleştirilen davalarda tek bir yargılama yapılacağı ve ortak delillerin tek bir kez toplanılacağı- Davalı Kurum tarafından davacı aleyhine önceden açılan davaya dayanak yapılan kurum işlemi ile eldeki davaya konu işlemi aynı olduğundan, her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığının tespiti için (davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden ve çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından) önceki dosya temin edilerek, eldeki dava hakkında inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği-
Tavzih kararı ile vekalet ücreti yükseltilmişse de, tavzih yolu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi yada değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
3. HD. 04.11.2021 T. E: 2020/12127, K: 10849-
3. HD. 21.10.2021 T. E: 2020/11982, K: 10469-
Tacir sıfatını haiz borçlu cezai şarttan indirim isteyemezse de, belirlenen cezai şart miktarının, tacir olan borçlunun mahvına ve ekonomik yıkımına sebep olacağının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi halinde cezai şart miktarında indirim yapılabileceği- Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafının aktif dava açma hakkı olduğu-
3. HD. 21.10.2021 T. E: 2020/11558, K: 10460-
3. HD. 21.10.2021 T. E: 2020/12039, K: 10470-
Satış vaadine konu taşınmazın sözleşme tarihinde tapusuz olduğu, davalıların murisi tarafından özel parselasyona tabi tutulmuşsa da, sözleşme tarihinde ifasının mümkün olmadığı, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın üçüncü kişi adına kayıt ve tespitinin yapıldığı, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının, taşınmazın dava dışı 3. kişi adına tapuya kayıtlı olması nedeniyle ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşıldığından, sonraki imkansızlık nedeniyle borcu sona eren davalı mirasçıların, murislerinin davacı taraftan aldığı satış bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerektiği- Borcun sona erdiği tarih itibariyle, davacının talebi doğrultusunda denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplama yapılması gerektiği- Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden on yıllık zamanaşımı süresi uygulanacağı ve bu sürenin sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlayacağı- Satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaat alacaklısına teslim edilmişse, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunmasının, iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmeyeceği- Taşınmazın zilyetliğinin davacıya devredilmiş olması, hem de davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddi kararının ...2009 tarihinde kesinleşmesi karşısında, davacı açısından borcun sona erdiği tarih ...2009 olup, davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı süresinin de dolmamış olduğu-