Davaya konu haczin yapıldığı iş yerinin borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresi olduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişi aynı İş kolunda ticari faaliyette bulunduğu, davalı üçüncü kişi, haciz adresindeki faaliyetine, borcun doğumundan ve takip tarihinden sonra başlamış olduğu, 3. kişinin sunduğu vergi levhası ise beyana dayalı olarak düzenlenen her zaman temini mümkün belgelerden olup, kira sözleşmesinin şahıslar arasında her zaman düzenlenebilecek nitelikte belgelerden olup kira başlangıç tarihi borcun doğum ve takip tarihinden sonra olduğu, istihkak iddiası kanıtlanamamış olup istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
Davacı 3. kişinin açtığı davanın reddine karar verilmişse de, mahkemece, 3. kişinin mahcuzlara ilişkin sunduğu faturaların mahcuzlarla karşılaştırılması, bu faturalar ile birlikte davacının mülk sahibiyle yaptığı kira sözleşmesi uyarınca yaptığı kira ödemelerinin, davacı tarafından, dava dışı devreden şirkete yapılan devir bedeli ödemelerinin ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığının tespiti için davacı defterlerinde, takip borçlusu ve dava dışı devreden şirketlerin ticari defterleri üzerinde, açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak karşılaştırmalı olarak inceleme yaptırılması, mali müşavir ve hesap uzmanı katılımı ile uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, ayrıca kira sözleşmesinin ilgili Vergi Dairesine bildirilip bildirilmediğinin ve şirketin kira parası, stopaj ödeyip ödemediğinin araştırılması,icra takip dosyası da getirtilerek, haciz tutanağındaki bilgilerin dikkate alınması sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
İİK’nun 99. maddesine dayalı alacaklının istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davada, taraflar arasında danışıklı işlem olduğu iddia edilmemiş olup, davalılar arasında devir ilişkisinin bulunduğu ihtilaflı değil ise de, mahkemece İİK'nun 44. maddesi TBK ve TTK hükümleri uygulanmak suretiyle davalı üçüncü kişinin borçtan sorumlu olması gerektiğine dair kabulü doğru bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği-
Örtülü ticari işletme devri iddiasına dayalı alacağın tahsili isteminde; çekini, illetten mücerret olması, kayıtsız şartsız bir borç ödenmesi anlamına gelmekte olduğu, temel ilişkiden kopuk bir çekin düzenlendiğini kabul etme olanağı bulunmadığından, mahkemece davanın faturaya dayalı alacak davası olarak ıslah edilmesinin mümkün olduğu nazara alınarak,  ticari işletme devri hususunda değerlendirme yapılıp, böyle bir devrin varlığı halinde asıl borçlu ile birlikte davalının da müteselsil sorumlu ve bu sorumluluk nedeniyle de davacının talep hakkının oluşacağı-
Borçlu şirketin bahse konu adresten 4-5 yıl önce ayrıldığı; bu adreste başka bir şirketin faaliyette olduğunun belirtilmesi ve kira sözleşmesinin feshinden sonra vergi beyannamelerini sıfır matrahlı olarak verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın ticareti usulüne aykırı terk etmek fiilini işlediğinin subuta erdiği anlaşıldığından mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
3. kişinin açtığı davanın reddi kanaati hasıl olmuşsa davanın reddine karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, 3. kişinin açtığı davada alacaklı yönünden ret, borçlu yönünden kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Dava konusu haciz sırasında 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğu görülmekte ise de borçlunun da haciz mahallinde olduğunun anlaşıldığı, buna göre; somut olayda, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturalar, davacı üçüncü kişinin tutması zorunlu ticari defterler, borçluların işletme defterlerindeki kayıtlar esas alınmak, davacı 3. kişi borçlularla ilgili ticaret sicil ve esnaf odası kayıtları, anılan taraflara ait Vergi Dairesi kayıtları da getirtilmek suretiyle, makine mühendisi, mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak haczedilen makinaların, davacının dayandığı faturada belirtilen makineler olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, ve bundan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Borcun doğumundan sonra, borçlunun mali durumu konusunda bilgi sahibi olan davalı üçüncü işiye yapılan işyeri devrinin danışıklı olduğu kabul edilmesi gerektiği- Danışıklı işyeri devri alacaklının haklarını etkilemeyeceği- İşyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse de, bu devrin İİK'nun 44.madde koşullarına uygun olarak yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden alacaklının hakları yine etkilenmeyeceğinden davacı alacaklının davasının kabulüne, aksi halde, yani devir borcun doğumundan önce yapılmış ise alacaklının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İstihkak iddiası mahkemece yerinde görülmemiş olan 3. kişiye takipte borçlu sıfatı verilerek hakkında haciz işlemleri yapılmasının hatalı olduğu-