Şikayetçi/borçlu adına “muhatabın iş takibinde olduğunu beyan eden, birlikte ve daimi çalışan ehil ve yetkili .. imzasına tebliğ edilmiştir.” şerhi ile yapılan icra emri tebliğ işleminin, şikayetçinin genel kredi sözleşmesindeki adresine yapıldığı ve bu hali ile usul ve yasaya uygun olduğu-
Gerek 7201 sayılı Kanun'un 17 ve 20 nci maddeleri gerekse tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga Tebligat Tüzüğünün 26 ncı maddesi uyarınca, muhatabın tebligat sırasında adreste bulunmama sebebi gösterilmediğinden davacı adına çıkartılan noter tebligatının kanun hükümlerine uygun olmadığı, davacı vekillerine 20.06.1986 ve 09.03.1989 tarihlerinde tevdi edilen belgelerin ödeme belgesi niteliğinde bulunmayıp kamulaştırma işleminin tebliği yerine geçmeyeceği, tapuda ferağ verilmediği gibi kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belge de ibraz edilemediğinden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemeyeceği-
İlk derece mahkemesince yapılan araştırmada; . ...'ün SGK kaydının tespit edilmediğinin bildirildiğinin, tebligatın çıkarıldığı iş yeri ve çevresinde yapılan kolluk araştırması sonucunda, ... ... adında birinin tanınmadığının tespit edildiğinin, ...........’de ikamet ettiğinin, ....... ile yapılan telefon görüşmesinde emekli olduğunu, herhangi bir işte çalışmadığını beyan ettiğinin, bu haliyle .............’ün şikayetçiler vekili Av. ........... ‘ün yanında sürekli çalıştığının tespit edilemediğinin görüldüğü, her ne kadar, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince, ............... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ................ Esas sayılı dosyasından Av. ................ adına çıkarılan tebligatların çalışanı sıfatıyla ....... ...'e tebliğ edildiği, Av. ..........’ün çalışanı olmadığını iddia ettiği ...........’ün işbu tebligatları almasına kayıtsız kaldığı, yasal ve fiili olarak herhangi bir girişimde bulunmadığı, .................’ün çalışanı olduğu izlenimine bizzat kendisinin sebebiyet verdiği değerlendirilmiş ise de; dosya kapsamındaki somut bilgilerden ........... ...'ün şikayetçiler vekilinin daimi çalışanı olduğunun tespit edilemediği, yargılama süresince şikayetçiler vekili Av. .............’ün, ........... ...'ün çalışanı olduğuna dair bir beyanının bulunmadığı bu haliyle satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun görüldüğü, o halde; İlk Derece Mahkemesince, şikayetçi hissedarlar vekiline çıkarılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Takip tarihi itibariyle şikayetçi borçlu şirketin yönetim kurulu başkanı olup şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkili kişi olduğu anlaşılan .............'ye Tebligat Kanunu'nun 17'nci maddesine göre muhatabın iş yerinde olmadığı belirlenerek çalışanına tebligat yapıldığı, çalışan .............'un da şirket çalışanı olmadığı iddia ve ispat edilmediğine göre adı geçen borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü gerekeceği, aksinin kabulü ile borçlu ...............'ye gönderilen tebligat yönünden de tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Gecikmiş itirazdan bahsedebilmek için ödeme emri tebliğ evrakının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiği- Davacı borçlunun iş yeri adresine çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının, muhatabın geçici olarak çarşıda olması nedeniyle muhatapla aynı konutta oturan görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan daimi işçisi ............ imzasına tebliğ edildiği, tebligatı olan borçlunun işçisi olmasına rağmen tebliğ evrakında konut diye bahsedilmesi sebebiyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 32. maddesine göre tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlunun tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihin aksinin davalı alacaklı tarafından iddia ve ispat edilemediğinden, 'bu takibin borçlunun tebligattan haberdar olduğu tarih' olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, borçluya ............. tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatı yönünden tebliğ tarihi itibariyle ..............’in borçlunun iş yerinde çalışıp çalışmadığı yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Borçlu tarafından açılan ihalenin feshi isteminin yasal hasmı alacaklı ve ihale alıcısı olup ihale alıcısına duruşma günü tebliğ edilmeden dolayısıyla eksik hasımla yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, usulünce taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu vekili adına işyeri adresine gönderilen gerekçeli karar tebligatının, "belli bir yerde mesleğini devamlı olarak icra eden gerçek kişiler" yönünden tebligatın yapılma usulünü düzenleyen Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi hükümlerinin uygulanması suretiyle tebliğ edilmesi gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine dosya yeniden esasa kaydedilmiş, HMK'nın 373. maddesi uyarınca bozma kararı taraflara tebliğ edilerek duruşma açılmış ve tarafların beyanı alınmış ise de, bozmaya uyulup, uyulmadığına ilişkin bir ara kararı oluşturulmadan, şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- Bozma öncesinde mahkemelerce tebligatı alan kişinin isminin ........... olduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmesi, alacaklı tarafından kanun yolu aşamalarında tebligatı alan kişinin halen borçlu yanında çalışan ............ olduğunun ileri sürülmesi ve tebliğ mazbatasının da yeterince okunaklı olmaması karşısında yalnızca ............. yönüyle inceleme yapılmış olmasının yeterli olmadığı- İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyulup uyulmama konusunda bir ara karar oluşturulmadan ve tebliğ mazbatasında adı geçen ................ yönüyle zabıta araştırması yapılmadan, eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçluya gönderilen ödeme emri "Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunmaması işte olması sebebiyle daimi işçisi ............ imzasına ............. tarihinde tebliğ edilmiştir." şerhi ile tebliğ edildiği, bu haliyle tebligatın her ne kadar tüzel kişilik ifadesini içerir kaşe kullanılmak suretiyle tebliğ edilmiş ise de şahıs borçlu yönüyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulları taşıdığından şeklen usulüne uygun olduğu, ne var ki; borçlu şikayetinde bir işyerinin ve daimi çalışanının olmadığını ileri sürdüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, zabıta marifetiyle araştırma yapılarak tebliğ tarihi itibariyle adresin borçluya ait olup olmadığı ve .............. isminde işçisi olup olmadığının tespiti ile oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-