Borçlu vekiline gönderilen satış ilânının; "yanı işyerinde daimi çalışan D.Ö.'in imzasına teslim edildi" açıklaması ile 11.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, vekile yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığının araştırılıp tespit edilmediği, bu durumda tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğundan ihalenin başlı başlına bu sebepten feshedilmesi gerekeceği-
Borçlu adına çıkartılan satış ilanına ilişkin tebligatlar, “Tebliğ evrakı işyerinde işçisi ... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhi ile yapılmış ise de, muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, muhatabın adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan, doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Ödeme emri; “birlikte işçisi ..... imzasına” şerhiyle 01.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre muhatabın adreste bulunup bulunmadığı belirtilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu-
Ödeme emri, borçlunun işyeri adresi olduğu belirtilen adresinde iş takibine gittiğinden bahisle işçisine tebliğ edilmiş ise de; dayanak protokolde borçlunun yazılı açık adresinin bulunmadığı, borçlu şikayetinde tebliğ adresinde bulunmadığını, tebliğ tarihinde bu adreste çalışmadığını belirttiğine göre, bu konuda şikayetçinin tüm delilleri toplanıp gerektiğinde zabıta marifetiyle araştırma yapılarak tebliğ tarihi itibariyle muhatabın tebligat adresinde bulunup bulunmadığının araştırılması, sonucuna göre tebligatı alan kişi isminde işçisi olup olmadığının tespiti ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinin davalıya “aynı çatı altında çalıştığı işçi ....’ a” şerhi ile tebliğ edildiği, dolayısı ile söz konusu bu tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 17. maddesine aykırı olarak tebliğ edildiği ve yapılan yargılamada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin iş yeri adresi olmadığı ve tebligat da geçen kişinin çalışan olmadığı konusunda borçlu tarafın itirazı bulunmadığı gibi, ödeme emrinin borçluya Teb. Kan.'nun 17. ve 20. maddelerine uygun olarak aynen "-alıcı dışarda- tevziaat saatinde muhatabın adreste bulunmadığını beyan eden çalışan sekreter ... imzadan imtina ederek evrakı almaktan kaçındığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi gereğince evrak mahalle muhtarlığına tebliğ edilmiş, 2 nolu haber kağıdı adreste bırakılarak çalışan sekreter ....'e haber verilmiştir" şerhi ile tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesinin veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğuracağı-
Tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olan tebliğin usulsüz olduğu- Satış ilanının, borçlunun adresinde bulunmadığı tespit edilmeksizin doğrudan aynı adreste bulunan kızına tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçluya gönderilen tebligatın TK'nun 17. maddesi gereğince işyeri adresi itibariyle yapılmaya çalışıldığı, ancak haber kağıdının bırakıldığı kimsenin kim olduğu sorgulanmadığı gibi tebliğ memuruna vermiş olduğu beyanı da imza altına alınmamış olduğundan bu haliyle yapılan tebligatın geçersiz olduğu-
Borçlu şirket yetkilisinin tebligat anında cezaevinde bulunması tebligatın geçersizliğine neden olmayacağı, İİK mad. 168/5 uyarınca 5 günlük itiraz süresi içerisinde borçlu yetki itirazında bulunmadığından itirazın süre yönünden reddi yerine itiraz dilekçesinde alacaklının isminin yanlış yazıldığından bahisle usulden ret kararı verilmesi isabetsiz olmakla birlikte anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından ve sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onandığı-