Muris muvazaası nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin davada, tanık deliline dayanan davacıya tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi sunması için süre verilmesi gerektiği-
Davalının davaya konu aracın satışı sırasında notere bildirdiği adresinin, avukatına verdiği vekaletnamede adresinin de mernis adresi olarak belirtilen adres olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edildiği adres ile davalının ilgisinin bulunmadığının, dava dilekçesi ve eklerinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, davalıya dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve dava dilekçesine karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı- Davalı borçlu firmanın yetkilisi ile davalı arasında akrabalık ilişkisi olduğu, davalının davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre davalıların davada haksız olduklarının sabit olduğu, davalıların yargılama giderinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerekeceği-
Dava dilekçesi ve duruşma gününün 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2.maddesi gözardı edilerek davalıya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya mernis adresi olduğu da belirtilmek suretiyle tebliğe çıkartıldığının ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğunun görüldüğü, bu nedenle usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan, savunma hakkı kısıtlanarak davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
Eldeki davanın davalısı olmayan 3. kişinin vasisine (isim benzerliği nedeniyle) yapılan tebligatlar ile yargılamaya devam edilmesi; davanın davalısının vasisi olan kişiye dava dilekçesi, bilirkişi raporu, duruşma günleri tebliğ edilmeden ve usulünce taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağı, davalı Sigorta vekiline bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece karar celsesinde davacılar vekilinin mazeret dilekçesi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği, sözlü yargılamaya geçileceği hususunda bir bildirim yapılmadan davacıların yokluğunda yapılan duruşmada karar verildiği, o halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan davacıların savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Duruşma günü ve saatini bildiren tensip tutanağının usulüne uygun şekilde davacı ve davalı tarafa tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, dosyada yeterli avans bulunmuyorsa HMK. mad. 120 gereğince bunun tamamlatılması davacıya bildirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalılardan M.Ç hakkında, karar düzeltme isteğiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması sebebiyle karar düzeltme yolunun usulüne uygun bir şekilde kullandırıldığının kabul edilemeyeceği bu nedenle karar düzeltme incelemesinin yapılmamış olmasının hukuki dinlenilme hakkına ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğu-
Mahkemece, bilirkişi raporları davalı şirket vekiline tebliğ edilmemiş olup savunma hakkı kısıtlanarak usul hükümlerine aykırı biçimde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından 2l/2. maddeye göre tebliğ işleminin yapılamayacağı, somut olayda; dava dilekçesi davalının Adres Kayıt Sistemindeki adresine tebliğ edildiği halde, bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesinin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre “mernis adresi" şerhi düşülerek tebligatlarının yapılması gerekirken Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca belirtilen yol ve yöntem izlenmeden yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı, bu durumda mahkemece bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı- Yerel mahkemece karar duruşmasında, dosyanın geldiği aşama ve dilekçe ekinde masraf bulunmaması nedeniyle, davalı vekilinin mazeret dilekçesinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin sözlü yargılama için süre talebinin olmadığına ilişkin beyanına göre yargılamaya son verilerek, davalı taraflara sözlü yargılamaya ilişkin duruşma günü tebliğ edilmeksizin, yokluklarında yapılan duruşmada karar verildiği, o halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-