Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı erkek yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu- Ortak çocukların bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması ve gerektiğinde yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, tarafların evliliğinin boşanmayla değil, ölümle sona erdiği, velayete ilişkin hüküm kesinleşmediği gibi anne ve babadan birinin ölümü halinde velayetin sağ kalana ait olacağı dikkat alınmaksızın, daha önceden müşterek çocuklarla ilgili alınmış bir karar olduğu gerekçesiyle velayet hususunda "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece baba ile velayeti anneye bırakılan ortak çocuk arasında "Aynı şehir", "Ayrı şehir" ayırımı esas tutularak kişisel ilişki düzenlemesinin doğru bulunmadığı, günümüzdeki ulaşım araçlarının kolaylığı da dikkate alındığında kişisel ilişki tesisinde taraflar ayrıca talep etmedikleri takdirde aynı yer, ayrı yer ayrımı yapılmasının doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı manevi tazminat istemi-
8. HD. 27.09.2018 T. E: 12410, K: 16401-
Davacı ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden doğan küçüğün 2008 doğumlu olduğu, davalının 2008'de çocuğu Çocuk Yuvasına bıraktığı ve evlat edinilmesine de izin verdiği, bunun üzerine mahkemece küçüğün kuruma yerleştirilmesine ve evlat edinme işlemleri sırasında anne ve babasının rızasının aranmamasına karar verildiği, 2008'de evlat edinme öncesi geçici bakım sözleşmesi ile müdahil aileye teslim edildiği, davacının bu durumu öğrenmesiyle 2009'da tanıma davası açtığı, yargılama neticesinde davanın kabulü ile küçüğün tanınarak nüfusta davacı hanesine kaydedilmesine karar verildiği-Davacının, bir baba olarak kendisine tanınan velayet hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, küçük hakkında verilmiş olan koruma kararının kaldırılması ile velayetin davalı anneden ve vasiden kaldırılarak tarafına verilmesini talep ettiği görülmüşse de, küçüğün henüz 2,5 aylık iken müdahil aileye teslim edildiği,müdahil çift ile çocuk arasında anne-baba-çocuk ilişkisinin tam olarak kurulduğu ve aralarında güçlü bir bağ olduğu; davacı babanın ise küçük için yabancı olarak algılandığı, evlatlık olarak verilen çocuklara evlat edinme işlemlerine dair bilgilerin çocuk 4-6 yaşında iken verilmesi gerektiği, küçüğün yaşı itibariyle biyolojik babasına ilişkin bilgileri kavrayabilecek durumda olmadığı, çocuğun anne-baba olarak hitap ettiği müdahil çiftten ayrılmasının ebeveyn kaybı sonucunu doğuracağı ve küçükte travmaya sebep olacağı-Sosyal hizmet uzmanı tarafından düzenlenen ...2010 tarihli raporda, davacının anne ve babası ile kardeişinin "davacının çocuğun bakımını üstlenemeyeceklerini" ifade ettiği hususlarına yer verildiği, davacı babanın tanıma davası açması ile sıcağı sıcağına düzenlenen bu rapordan 3-4 yıl sonra alınan aksi yöndeki raporlara itibar edilmeyeceği, aylık gelirinin belgelere dayanmadığı gözetildiğinde, küçüğün velâyetinin davacı babaya verilmesi halinde yaşı ve alışageldiği ortamdan koparılmasının onun bedeni, ruhi ve ahlaki gelişimine olumsuz etki yapacağı, sürdürdüğü tüm yaşamının değişeceği anlaşılmakta olup küçüğün bakımını ve sorumluluğunu taşıyabilecek yeterliliğe sahip olduğu yönünde güven telkin etmeyen davacı baba yerine küçüğün üstün yararı için kendisini evlat edinmek isteyen müdahil aile yanında kalmasının çok daha uygun olacağı-
Velayetin değiştirilmesi sonucu, velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu- Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olması gerektiği-
8. HD. 17.01.2018 T. E: 2017/7815, K: 633-
2. HD. 11.04.2017 T. E: 2015/26197, K: 4136-
Çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği- İdrak çağındaki küçüklerin ebeveynlerinden hangisinin yanında kalmak istediği konusunda mahkemece bizzat dinlenerek görüşünün alınması gerektiği- Velayet düzenlenirken kardeşlerin ayrılmaması hususunun da gözönüne alınması gerektiği-