Tasarrufun iptali davasında mahkemece, uzman bir bilirkişiden davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazların kıymet takdirlerinin yaptırılıp kıymet takdirlerinin belirlenerek, öncelikle dava şartı olan borçlunun aciz durumunun belirlenmesi gerektiği-
Borçlunun hisseli taşınmazına belediye tarafından kamulaştırma bedeli mahsup edilmek şartıyla Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında 1 konut verildiği, ayrıca davalının babasından kalan miras hisselerini olduğu, borçlunun adına kayıtlı taşınmazların kıymet takdirleri yapılmadığından aciz hali sabit olmadığı anlaşıldığından, mahkemece taşınmazların kayıtları getirtilerek bilirkişi aracılığı ile kıymet takdirlerinin yapılarak, davalı borçlunun aciz halinin değerlendirilmesi gerektiği- Kararda sadece "tasarrufun iptaline" hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Sıra cetveline ilişkin uyuşmazlıkta, mahkemece, aciz belgesine bağlı alacağa faiz işletilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile sıra cetvelinde davalıya acze bağlı miktar kadar pay ayrılması, bakiye kısmın davacı dosyasına ödenmesi doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği-
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptayamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz halinin gerçekleşmiş sayılacağı- Davalı borçlunun bilinen adresine yapılmış bir menkul haczinin de bulunmadığına dair tutulan İİK. 105 kapsamında aciz belgesi niteliğinde kabul edilen haciz tutanağının da dosyaya ibraz edilmediği anlaşıldığından davanın aciz vesikası yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılacağı- Somut olayda, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine aynı gün üç icra takibi başlatılmış, ödeme emirleri üç icra takip dosyasında da aynı gün borçluya tebliğ edildiği; bir takip dosyasında borçlu adresine haciz için gidildiğinde; Borçlunun hazır olduğu ve alınan beyanında borçtan bilgisi olduğunu ancak şu an ödeme gücünün olmadığını kabul etmiş ve evde haczi kabil eşyaya rastlanılmadığı belirtildiği; diğer icra dosyalarında borçlunun adresine hacze gidilmemişse de; davacı alacaklı tarafından aynı gün başlatılan takip dosyasında gidilen hacizde evde haczi kabil mal bulunamadığı ve borçlunun beyanına göre de ödeme gücü olmadığı anlaşıldığından davalı borçlunun diğer icra dosyaları yönünden de aciz halinin gerçekleştiği kabul edilerek davanın bu icra dosyaları yönünden de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Haciz tarihinde dava konusu gayrimenkulün tapu resmi senedine göre davalı borçluya değil, diğer davalıya ait olduğu anlaşıldığından; mahkemece haciz tarihinde adreste borçlunun ikamet edip etmediğine dair resmi kayıtların dosya içerisine alınarak araştırılması gerektiği,bu nedenle haciz tutanağının geçici aciz vesikası olarak kabul edilerek işin esasına girilemeyeceği-
Kesin veya geçici aciz vesikasının, iptal davasının açılmasından önce alınmasının zorunlu olmadığı- Bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesinin yeterli olduğu- Borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptının, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebileceği- Borçlu şirket adresinde yapılan hacizde borca yeter mal bulunamamış ve borçlu adına kayıtlı 8 adet taşınmaz üzerinde davacı alacaklıdan önce 5 alacaklı bulunmakta olup bir başka dosyadan yapılan kıymet takdiri raporuna göre davacıdan önceki alacaklıların borçlarını karşılaması dahi mümkün olmadığından, davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü ile tasarrufun iptali koşullarının değerlendirilmesi gerektiği-
Mahkemece davacıya aciz vesikası sunulması yönünde süre verildiği, 2 haftalık süre içerisinde aciz vesikası ibraz etmediği gibi, sonrasında da davalı borçlunun adresinde haciz de yapılmadığı anlaşılmakla, dava şartı olan geçerli bir aciz vesikasının bulunmaması sebebi ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmişse, bu takdirde aciz halinin gerçekleşmiş sayılacağı- Borçlu şirket ait 5 taşınmaz üzerinde fazla miktarda farklı icra takiplerinden haciz bulunduğu ve kendilerinden önce tesis edilmiş ipoteklerin bulunduğu, haciz tutanağında, borçlunun işyerinde 2.000 TL lik taşınır haczi yapıldığı ve aynı gün borçlu şirketin yetkililerinin evinde yapılan hacizde de; kapının kapalı olduğu apartman görevlisinin borçlu ve eşinin bir kaç ay önce taşındığını beyan ettiği görülmekle, İİK. mad. 105/2 uyarınca, hacze kabil mal bulunmaz ise haciz tutanağı İİK'nun 143.maddesindeki aciz belgesi hükmünde olduğundan, icra dosyası kapsamında borçlunun alacak veya başka taşınır malı olmadığı, dava konusu taşınmaz dışındaki haciz konulan diğer taşınmazlar üzerinde başkaca haciz ve ipoteklerin olduğu anlaşıldığından, bu hali ile davacının alacağını karşılama imkanı bulunmadığı ve artık borçlunun aciz halinin gerçekleştiği kabul edilmesi gerektiği- Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek dikkate alındığında bedel farkı olmamakla birlikte, davalı üçüncü kişi, davalı borçlu şirketin muhasebecinin eşi olduğundan borçlu şirketin mali durumu hakkında da bilgi sahibi olması gereken kişi olduğu ve davanın İİK. mad. 280 gereğince kabulüne karar verilmesi gerektiği- Kural olarak davanın önşart yokluğundan reddi halinde esasa girilmeden önşart yokluğu nediyle usulden reddi ile yetinilmesi gerektiği ve bu durumda, maktu vekalet ücretine hükmedileceği-
Dava, TBK. mad. 19 gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davası olarak değerlendirilmiş ise de, dava dilekçesine, davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü anlatımlarına göre, dava İİK'nun 277 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğundan, ve dava dayanağı takip dosyasında yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi, İİK. mad. 143 gereğince aciz belgesi de sunulmadığından, davalı borçlunun aciz halinin ispatlanmamış olduğu ve davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişinin davalı borçlunun eşine dava konusu taşınmazı satın alması için vekalet vermesinin tek başına muvazaa olgusu için yeterli olmadığı-