Boşanma davalarında, karşı dava açıldığında; boşanma talebi olmadan yalnızca velayet, maddi/manevi tazminat ve benzeri taleplerin söz konusu olması durumunda; boşanma talebi olmadığı için maddi/manevi tazminat talebinin boşanmanın feri niteliğinde sayılmayacağı (TMK 174) ve tazminat talepleri açısından nispi peşin harç alınacağı-
Davacı-davalı kocanın davalı-davacı eşine oranla daha ağır kusurlu olduğu, ve hal böyleyken tarafların eşit kusurlu olarak kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi tazminat talebinin reddinin doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği-
Mahkemece, sunulan protokol, tarafların duruşmada alınan beyanları değerlendirilip, taraflardan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca maddi tazminatın ödenme durumu konusunda açıklama istenilerek maddi tazminat hakkında çelişkiden arınmış karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kadının tahkikat aşamasında talep ettiği, maddi ve manevi tazminatlar ile ilgili olarak, davalının açık rızası, davacının da bu konuda yapılmış bir ıslah işlemi olmadığından; maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" kararı verilecek yerde; Mahkemece davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çok olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, bu yönler gözetilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Boşanmaya yol açan olaylarda, ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan davacı kadın yararına daha uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın eşine yönelik fiziksel şiddet, hakaret ve kovma gibi eylemleri eşinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden, davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-