Tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından, sözleşme tarihinde murisin elinde bulunan malvarlığının tespiti ile bakım yükümlüsüne temlik edilen malın bütün mameleke oranı dikkate alınarak, sözleşmeye konu edilen taşınmazların makul olarak değerlendirilebilecek miktarı aşıp aşmadığının ayrıntılı biçimde denetlenmesi gerekirken mahkemece bu yönde bir incelemenin yapılmadığının anlaşıldığı, mahkemece öncelikle sözleşme tarihinde muris adına kayıtlı taşınmazlar ile murisin de mirasçısı olduğu ve fakat henüz muris adına intikali yapılmış elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazların tespit edilmesi, murisin elinde bulunan malvarlığının değeri ile sözleşmeye konu taşınmazların değeri keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek murisin maksadının açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Mahkemece, dava konusu taşınmazda kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulup kurulamayacağı, binanın ruhsata bağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak binaya ruhsat alınması halinde satış vaadi sözleşmesine konu daire ve dükkana ilişkin arsa payı hesap edilerek bu miktara yönelik pay iptaline karar verilmesi, kat irtifakı ya da kat mülkiyeti tesis edilmesi halinde belirlenen bağımsız bölüm ile dükkana ait tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi, hiçbir surette satış vaadine konu dairenin bulunduğu binanın ruhsata bağlanması mümkün değil ise 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi gereğince hukuken değer atfedilecek yapı niteliğinde olmadığından tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, on yıllık zamanaşımı süresinin (TBK. 146) uygulanacağı ve bu sürenin, sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlayacağı- Satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye (vaat alacaklısına) teslim edilmişse on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı- Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davaya konu taşınmazın zilyetliğinin davacıya devredildiği, davacının dava tarihine kadar zilyetliğini çekişmesiz olarak sürdürdüğü anlaşıldığından, zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden söz edilmeyeceği ve bu durumda, davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava konusu harici satıma ilişkin senetler ise tapulama tespitinden sonra düzenlenmiş olup tapulu taşınmazların satımı adi yazılı şekilde değil resmi şekilde yapılması gerektiğinden mahkemece tapulu taşınmazların harici satımla davacılara devri istemli davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı- Mahkemece, davalı taraf ile kayıt maliki ve sözleşmenin tarafı olan kişinin aynı kişi olup olmadığının tespiti ile satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan ...'ın kayıt maliki olmadığının tespiti halinde pasif husumet yokluğundan, farklı bir kişi aleyhine dava açılması halinde ise husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği, ancak davalı ...'ın kayıt maliki aynı zamanda satış vaadi sözleşmesinin tarafı olduğunun anlaşılması halinde davada taraf olan ...'ın ............ tarihinde öldüğü de gözönüne alınarak mirasçılık belgesinin temini ile mirasçıları davaya dahil edilerek ...'nün terekesi lehine tapu iptali ve tescil hakkında bir karar vermek gerekeceği-
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin yapılan harici sözleşmeler geçersiz olup tarafların ancak verdiklerinin iadesini isteyebilecekleri, harici satışın Türk Medeni Kanunu‘nun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkı niteliğinde kişisel hak bahşedeceği, YİBBGK 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca haricen taşınmazı temlik eden kişinin aldığı satış bedelini karşı tarafa ödemedikçe haricen satın alan kişinin taşınmazı terk etmesini isteyemeyeceği, satış bedeli kendisine ödenmeyen tarafın temerrüde düşmüş sayılamayacağından, para geri verilinceye kadar yararlandığı ürünler bedelini tazmin ve ecrimisil ödemekle sorumlu tutulamayacağı, davalının haricen satın ve zilyetliğini devraldığı taşınmazı ileride kendisine devredileceği inancıyla ve iyiniyete dayalı olarak kullandığı, bu nedenlerle mahkemece davalı-karşı davacının ecrimisil isteminin reddedilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği- Tanık beyanlarından ve dosyada bulunan ... Noterliği'nin .......... yevmiye numaralı, ............ tarihli vekaletnamesinden, davacının paylı mülkiyet ile paydaş oldukları dava konusu taşınmazın kullanımı, kiraya verilmesi gibi tasarruflarda bulunabilme yetkisini tamamen davalıya verdiği, davalının bu muvafakate dayalı olarak dava konusu taşınmazda bazı kısımlarını kiraya verdiği ve kira bedellerini aldığı, 20 senedir taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlık olmadan kullanımın bu şekilde devam ettiği ve muvafakatin davacı tarafından, davalı yana keşide edilen ......... Noterliği'nin ............ tarihli ve ........... yevmiye numaralı azilnamenin tebliğine kadar devam ettiği anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, yerel bilirkişi ve tüm tanıkların HMK’nin 243, 244 ve 259 maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, senet asılları ikmal edildikten sonra, satıcı ve alıcıların davacılar ve davalılar ile mirasçılık ilişkisinin, davacılar murisinin muvafakati olup olmadığının ve harici satış senetlerinin dava konusu yere uyduğunun, başka bir anlatımla, (ispat külfeti davalılarda olacak şekilde) harici satış olgusunun kanıtlanması durumunda davalıların iyiniyetli kabul edileceği gözetilerek (kural olarak) hapis hakkı tanınmadan kal kararı verilemeyeceğinin değerlendirilmesi, harici satış olgusunun davalılarca ispatlanamaması durumunda ise, çapa bağlanmış taşınmaz üzerinde yapı inşaa eden davalıların kötü niyetli olduğu kabul edilerek, öncelikle davacılar vekilinin arsanın mülkiyetinin, bedeli karşılığı malzeme maliki davalılara geçirilmesi isteminin gözetilmesi, bu konuda zemin bedelinin usulüne uygun şekilde tespit edildikten sonra belirlenen bedelin depo edilmesi için davalılara süre ve imkan verilmesi, verilen süre zarfında zemin değerinin depo edilmesi halinde temliken tescil konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmesi, davalılar tarafından arz bedelinin yatırılmaması halinde ise, bu kez binaların yıkımının aşırı zarar doğurup doğurmayacağının saptanması, aşırı zarar doğurmayacağının anlaşılması halinde asgari levazım bedelinin belirlenmesi, bulunan bu miktarın depo edilmesi için davacılara süre ve imkan verilmesi, ondan sonra oluşacak sonuca göre (yıkım konusunda) dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin davalarda elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olduğu-
Sözleşme tarihinde fiil ehliyetini haiz, 76 yaşında, tekerlekli sandalyeye mahkum olarak ve tek başına yaşayan mirasbırakanın dava konusu edilmeyen başka taşınmazlarının devrinden sonra kalan tüm taşınmazlarını da davalıya devrettiği, daha azı ile bakımın sağlaması mümkün iken tüm malvarlığını devretmek suretiyle makul karşılanabilecek sınırın aşıldığı ve davalılar ile mirasbırakanın akrabalık ilişkilerinin de iyi olmadığı gözetildiğinde temliklerin muvazaalı olduğu sonucuna varılabilir mi?
Davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğundan, her geçersiz satışta olduğu gibi tarafların aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri çerçevesinde iade ile yükümlü olduğu-