Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada; dava konusu temliki işlemlerin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği yapıldığı, bu durumda yapılan pay devirleri gerçek bir satış niteliğinde bulunmadığından, davacının önalım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada; davacılara verilen taşınmaz değerleri ile davalıya verilen taşınmaz değerlerinin birbirine yakın olduğu, mirasbırakanın amacının terekeden veya mirasçılardan mal kaçırmak değil, taşınmazları paylaştırmak olduğu, hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 30.11.2020 T. E: 2018/7257, K: 7712-
Taşınmaz üzerinde bulunan regülatörlere ilişkin taahhütname adi yazılı şekilde yapılmış olup, tapuya herhangi bir şerh verilmediğinden geçerli değil ise de, davalının bu taahhüde istinaden regülatörleri kaldırmadığından kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceği, hal böyle olunca, ecrimisil talebine ilişkin dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı- Mülkiyet hakkı mutlak olup, somut olayda davacı her ne kadar taşınmaz alımı için ...’e vekalet vermiş ise de, ......... tarihli, .... Noterliği’nin ........... sayılı düzenleme şeklindeki vekaletnamede, taşınmazı sınırlayıcı yetki verildiğine dair özel bir düzenleme bulunmadığından, regülatörlere ilişkin verilen taahhüt geçersiz olup, elatmanın önlenmesi ve yıkıma ilişkin talebin kabul edilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasında müdahalenin men’i ve ecrimisil isteği-
Müdahalenin önlenmesi ve kal isteği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteği-
Paydaşlar arasındaki ecrimisil istemi-
Müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Paydaşlar arasında hukuken geçerli bir fiili ya da harici taksimden söz edilebilmesi için her bir taşınmazın ayrı ayrı tüm paydaşlar arasında paylaşılması gerektiği, parsel bazında kullanım durumlarının belirlenmesinin TMK’nin 688. ve devamı maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümlerine uygun düşmeyeceği ilkeleri gözönünde tutulduğunda, dava konusu parseller bakımından tüm paydaşları bağlayıcı bir taksimden söz edilemeyeceği, bu şekli ile davalının geçersiz taksim ile taşınmazları kullanıldığı anlaşıldığından, mahkemece kanunun aradığı anlamda geçerli bir taksimden söz edilemeyeceğine göre, davalının davacının payına vaki müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekeceği-