Beyaza imza iddiasının ispat yükünün davalıya ait olduğu alınan ATK raporunda imzanın davalıya ait olduğu, senede karşı ancak senetle ispat kuralı gereği ve davalı tarafça yemin deliline dayanılmadığı göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafın üzerinde bulunan ispat yükümlülüğünü gerçekleştiremediği, ayrıca koşulları gerçekleştiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği - Taraflar arasında yapılan sözleşmenin şekil şartına uyulmaksızın haricî olarak düzenlendiğinden geçersiz olmasına, geçerli olmayan sözleşmede bulunan hükümlerin de geçersiz olacağı ilkesi ve dava konusu icra takibine konu cezai şart alacağının, takibin dayanağı sözleşmenin şekil şartlarına uygun olmadan yapılmış olması nedeniyle geçersiz olacağından talep edilemeyeceği-
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması gerekeceği - Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği -
Taraflarca tarla vasfındaki taşınmazın üç adet çek ile ödenmesi hususunda şifahen anlaşıldığı, sonrasında davacının tarla vasfındaki taşınmazını resmi satış akti ile davalıya devrettiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,davalı tarafından satış bedeline karşılık olarak verilen çeklerin vadesinde davacıya ödenmediği dosya kapsamı ile sabit olduğu, davalı alıcının bedelden doğan borcunu yerine getirmemiş olması, resmi sözleşme ile doğan hukuki sonucu değiştirmeyeceği, kararlaştırılan satış bedelinin ödenmemesinin davacı satıcıya, ödenmeyen bedelin davalı alıcıdan tahsilini isteme hakkı vereceği- Taşınmazın satış bedeli olan 15.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihinde ulaştığı güncel bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-
Mahkemece; tarafların usulünce davet edilerek ön inceleme duruşmasına ilişkin usuli işlemleri yaptıktan sonra gerekli görmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- İlk derece mahkemesince ön inceleme yapılmadığı gibi tahkikatın bitirilerek, sözlü yargılama aşamasına geçildiğine dair bir belirleme yapılmadığı, taraflara sözlü yargılamaya ilişkin son sözlerin sorulmadığı, bu sebeple yargılamaya yasaya aykırı olarak son verildiği- Tapu iptal ve tescil isteği bakımından dava konusu edilen taşınmazın değeri keşfen belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerektiği- Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- İlk derece mahkemesince her ne kadar kayıt maliki olmayan davalılar hakkında pasif husumetten davanın reddine karar verilmiş ise de, ara malik davalılar tapu kayıt maliki olmasalar da, muvazaalı eylemi kayıt maliki olan davalı ile el ve işbirliği içerisinde gerçekleştirdikleri iddia edildiğinden eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu, yargılama sonucunda tapu kayıt maliki olmayan davalıların yargılama gideri ve harç gibi hükmün ferilerinden davalı ile müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Tüketici ile şirket arasında akdedilen tasarruf finansman sözleşmesinin feshedilmiş olması (veya feshi için mahkemeye başvurulmuş olması) koşuluyla, tüketici tarafından açılan (alacak veya itirazın iptali istemli) davalarda, tüketici tarafından şirkete ödenmiş olan organizasyon ücretinin iade edilmesi gerektiği- Davacı ile davalı şirket arasında akdedilen tasarruf finansman sözleşmesinin feshi için mahkemeye başvurulduğundan, davacı tüketici tarafından şirkete ödenmiş olan organizasyon ücretinin iade edilmesi gerektiğinin sabit olduğunun ve iptaline karar verilen sözleşme bedeli üzerinden yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin hesaplanmasının yerinde olduğu-
Adi yazılı şekilde taşınmaz satışı sözleşmesine dayanan edimin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle müspet zararın tazmini istemine ilişkin davada, davacının sözleşme gereği yüklendiği davalıların murisinin haciz borçlarını ödediğini sunduğu deliller ile ispat edemediği-
Hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme uyarınca tarafların aldıklarını birbirlerine iade ile yükümlü olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şartın talep edilemeyeceği- Davaya dayanak yapılan gayrimenkul alım satım sözleşmesinin davacı ile davalı tarafından düzenlendiği, taşınmaz maliki sözleşmeye taraf olmadığı gibi, davalı tarafından sözleşmenin malik adına vekaleten imzalandığına ilişkin herhangi bir açıklama veya ibarenin bulunmadığı, malik tarafından vekaletname ile davalıların müşterek olarak hareket etmek üzere vekil tayin edilmiş ise de sözleşmenin vekaletameye istinaden ve malik adına vekaleten yapıldığının sözleşmeden anlaşılamadığı, bu halde, sözleşmenin tarafı olan davalının satış bedelinin iadesinden sorumlu olduğu, usuli kazanılmış haklar gözetilerek davalının geçersiz sözleşme uyarınca aldığı satış bedelini iade ile yükümlü olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Her ne kadar taşınmaz satış sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmış ise de, sözleşme edimleri yani satış bedeli ve davalı alıcı adına tapu tescili yerine getirildiğinden şekle aykırılığı ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan sözleşmenin mahkemece geçerli olduğunun kabulü gerekirken aksi düşüncenin yerinde olmadığı, ayrıca mahkemece söz konusu satış sözleşmesi ve tutanağının her zaman ve her ortamda düzenlenecek türden bir belge olduğu, davalı yükleniciden sadır olup olmadığının sabit olmadığı gerekçesiyle itibar edilmemesi gerektiği belirtilmiş ise de, davacının söz konusu belgelerdeki imzaların davalı yüklenici ve diğer davalıya ait olmadığı, sahte olduğu, belgelerin sonradan düzenlendiğine dair bir iddiası olmadığından belgelerin muteber kabul edilmesi gerekeceği, satış sözleşmesini davalı adına imzalayan ................’un yetkili kılındığına dair delil olmadığı belirtilmiş ise de gerek temsil gerek vekalet sözleşmesinin kurulmasının geçerlilik şekline bağlı olmadığı, hukuki işlem vekaletinde vekalet belirli bir geçerlilik şekline tabi bir işlemi yapmaya yönelik olsa bile, vekalet ve temsilin şekle tabi olmadan geçerli olduğu, davalı, dava dışı ............’un vekil olarak hareket ettiğini kabul ettiğinden mahkemece aralarında vekalet ilişkisi olduğunun kabulü gerekeceği, iş bu nedenlerle mahkemece, davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tarafına düşen dava konusu bağımsız bölümü, satış sözleşmesi uyarınca davalı alıcıya devri gereken bağımsız bölüme saydığının kabulü ile davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasında akdedilen taşınmaz harici satış sözleşmesinin iptali, eksik iş bedeli ve teslimde gecikmeden kaynaklanan gecikme tazminatı ile kira tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; davacının geç teslimden dolayı davacının kişilik hakkının zedelendiğinden bahsedilemeyeceğinden bu sebeple manevi tazminat talep edemeyeceği- Taraflar arasında tanzim edilen sözleşme satış vaadi sözleşmesi olup bu sözleşmenin niteliği gereği ileriye etkili feshinin talep edilemeyeceği-
Taraflar dışında paydaşların da bulunduğu paylı mülkiyete tabi davaya konu taşınmaz yönünden müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talep edilen davada, tüm paydaşların taşınmazdaki fiili kullanım durumuna ilişkin araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği- Davacı "dava konusu taşınmazda yer alan daireyi harici sözleşmeyle davalıya sattığını, satış bedelinin tapu devri sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak davalıların devre yanaşmadığı gibi daireye yerleştiklerini ve ihtara rağmen taşınmazı boşaltmadıklarını ileri sürerek el atmanın önlenmesi ile haksız kullanım sebebiyle tazminata (ecrimisil) hükmedilmesini" talep etmiş olup dava konusu taşınmazın arsa vasfıyla tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazda kat mülkiyeti veya kat irtifakının kurulu olmadığı gibi davacı ve davalı dışında başka paydaşların da bulunduğu, keşif sırasında çekilen fotoğraflara göre taşınmaz üzerinde çok katlı bir apartmanın yer aldığı anlaşılmakla paydaşın diğer paydaşa karşı açtığı el atmanın önlenmesi davaları yönünden inceleme ve araştırma yapılmaksızın karar verilmesinin eksik incelemeye dayalı olduğu- Mahkemece dava konusu dairenin davacının kullanımında olan yerlerden olduğu konusunda taraflar arasında çekişme bulunmadığından bahisle direnme kararı verilmiş ise de taşınmazda taraflardan başka pay ve paydaşların da bulunduğu gözetildiğinde tüm paydaşları kapsayan bir harici taksim sözleşmesi yahut fiili kullanım durumunun olup olmadığının araştırılması gerektiği, yalnızca tarafların bu konuda mutabık olmasının tek başına sonuç doğurmayacağı-