Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misil fark bulunmamakla birlikte dava konusu taşın­mazın fabrika olduğu, fabrika binası ile birlikte bir kısım demirbaşların da borçlu tarafından davalı 3.kişiye satıldığı dolayısıyla davalılar arasındaki dava konusu tasarrufun İİK'nun 280/son madde kapsamında (ticari işletme devri) iptale tabi olması nedeniyle esas ve birleştirilen davaların kabulüne karar ve­rilmesi gerektiği-
Davanın, 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasar­rufun iptali istemine ilişkin olduğu- Davalı ile borçlunun, birlikte iş yaptığı sabit olduğundan 6183 sayılı Yasa'nın 30.maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu- Arabaların satış bedelleri ile gerçek bedelleri arasında fahiş fark bulunduğundan, bu tasarrufla­rın da yine 6183 sayılı Yasanın 28/2.maddesi gereğince bağış niteliğinde olduğundan iptale tabi olduğu-
Borçlular ve davalı üçüncü kişi şirket aynı adreste faaliyette bulundukları ve ortakları arasında organik bağ bulunduğu anlaşıldığından, ve iptali istenilen takip konusu alacağın varlığı, borçlu ve üçüncü kişi şirketin ticari defterleri ile ispatlanmamış olduğundan, icra takip dosyasının muvazaalı olduğundan iptalinin gerektiği, ancak hacizli malların ihale ile dördüncü kişiye satıldığı ve anılan şahsın kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından, davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak davacının takip dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak ihale bedelinin da­valı üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davalının kötü niyetli olduğu, diğer bir anlatımla borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu davacı alacaklı tarafından ispat edilemediğinden bu davalı hakkın­daki davanın reddi gerekeceği, bu durumda İİK'nın 283. maddesine göre davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak mahkemece, davalı üçüncü kişinin, taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri nisbetinde (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekeceği-
Davalıların karı-koca oldukları, daha sonra boşandıkları, borçlunun taşınmazlarını borcun doğum tarihinden sonra boşandığı davalı eşine satarak devir ettiği anlaşıldığından satış işlemlerinin muvazaalı olduğu- İİK. nun 283.maddesi uyarınca, davanın sabit olması halinde, 3.kişi adına oluştu­rulan kaydın tashihine gerek olmadan dava konusu malın alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun avukatı olan üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu (İİK. mad. 280/1)-
Dava konusu hisse senetlerinin rayiç bedelle borçlu tarafından davalı şirkete devredildiği bilirkişi raporu ile belirlenmiş ise de; gerek davalı şirket vekilinin savunması, gerekse davalı şirket or­takları ve yönetim kurulu üyeleri (borçlunun ailesine alt şirket) ile borçlu arasındaki yakın akrabalık bağının varlığı nedeniyle davalı 3.kişi şirketin borç­lunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğunun kabulü gerektiği- Davalı 3.kişi şirket.vekili "takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını" savunduğundan, mahkemece adı geçen davalının bu yöndeki savunmasının mevcut delillere göre değerlendirilmesi gerektiği- Takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığının belirlenmesi halinde ise davanın önşart yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı 3.kişi şirketin davalı borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK 280/1.madde gereğince takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
Davalıların dayı yeğen olması nedeniyle ve dava konusu taşınmazın borca mahsuben devredilmiş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/3-1, 279/1-2, 280/1 maddeleri gereğince iptale tabi olduğu-
Davalı 3. kişinin cevap dilekçesinden ve dosya kapsa­mından borçlu ile davalı üçüncü kişi arasında tasarruf öncesine dayalı tanışıklık olduğu ve hatta davalı üçüncü kişi tarafından diğer davalıya borç paralar verildiği ve neticesinden iptali istenen tasarrufların gerçekleştiği anlaşılmasına göre, İİK. mad. 280/1 şartlarının bulunup bulunmadığı irdelenmeden davanın red­dine karar verilemeyeceği-