"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin "kardeş" olmaları nedeniyle, davalı üçüncü kişinin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarına zarar verme kastını bilemeyeceğini kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden, borçlu ile kardeşi arasındaki işlemi- İİK. 280/I ve II uyarınca- iptâline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun davalı üçüncü kişinin kocasının kardeşi olan üçüncü kişiye yaptığı satışın –üçüncü kişinin, davalı borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla hareket ettiğini bilebilecek durumda olması nedeniyle- iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince tasarrufun iptali davalarında, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğundan, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilemeyeceği-
Borçlu ile kayınbiraderi arasındaki tasarrufun ‘bağışlama’ hükmünde olup iptale tabi olduğu-
Tasarrufun iptâli davalarında nisbi karar ve ilam harcının takip konusu (aciz vesikasında veya aciz vesikası hükmünde olan haciz tutanağında yazılı olan) alacağın miktarı ile -iptâl edilen- tasarrufa konu taşınır/taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinden hangisi az ise o miktar üzerinden hesaplanacağı–
Borçlu ile "teyze oğlu" ve "amca çocuğu" arasındaki tasarrufların "bağışlama" hükmünde olup iptale tabi olduğu-
İİK. mad. 282 uyarınca, tasarrufun iptali davalarında borçlu yasal hasım olup karşı dava dilekçesinin borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin tamamlanması gerektiği, istihkak davası ile ilgili dava dilekçesi borçluya tebliğ edimişse de, iptal davasına ilişkin dava dilekçesi tebliğ edilmemiş olduğundan, karşı dava dilekçesinin davalı borçluya tebliğiyl taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Borçlu şirketin borcun doğumundan sonra, takip tarihinden de kısa bir süre önce, dava konusu araç ile birlikte, başka araçlarını da üçüncü kişiye ve dava dışı kişilere sattığı, hemen hemen aynı tarihlerde ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişilere devrettiği anlaşıldığından, davacı üçüncü  kişi ile borçlunun hemen hemen aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile davacınn, borçlunun içinde bulunduğu durumu dolayısıyla alacaklıya zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu- Dava konusu aracın ve diğer araçların kasko değerlerinin çok altındaki değerlerle üçüncü kişiye (ve başka şahıslara) satıldığı anlaşıldığından, İİK. mad. 280/son'da yer alan yasal karinenin aksinin iddia ve ispat edilemediği ve bu durumda davacı üçüncü kişi ile borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak işlem yaptıkları kabul edilerek karşı davanın kabulü gerektiği-